Güzel bir sonbahar ekimiydi.
Seni o zaman görmüştüm
Gün güneşli bir pazartesi idi
Göz göze gelmiştik
Gülümsemiştik karşılıklı
Hatırlar mısın?
Olay başlamıştı bir kez
Ve adına aşk denilen sevgi yuvasının
İlk basamağına adım atmıştık
Kaçamak bakışlar, görülmeyen
fakat gördüğümüz duygular
Tam bir gizlilik içindeki tanışma faslı
Ya sonra?
Olayın devamı. Bu devamda
Karşılıklı sevgi sunmalar
Neşe ve muhabetle geçen
Saniye kadar kısa günler
Ve kısa bir gece
O kısa gece gibi kısa olan beraberliğimiz
Yani ayrılık
Heyhat nerede o;
Konuşan, şakıyan dillerimiz, derin bir suskunluk için
Gülmeyen lâkin gülmeye çalışan yüzlerimiz
Derin bir elem içinde nemli gözlerimiz
Kan ağlayan ama teselli eden kalbimiz
Ahh ahh ayrılık
Ne yaman bir kelime
Bu kelimeyle yaşamaksa tam bir cehennem azabı
Çaresizlik içinde çırpınmak
Hemen her sevgi yuvasının başına gelen
O mes’um o lanet felaket
Bu sevgi yuvasınıda temellerinden sarsmış
Çatısını uçurmuştu, direnmek boşunaydı
Artık o kanepe bizsiz
O ağacın altı neşesiz
O yollar ıssız
Kalbim bomboştu
Bizi arıyorlar gibiydiler anılar
Neşeli gülüşünü şen kahkahını
Nazlı davranışlarını sitemlerini
Oralara gittiğimde sanki bana soruyor
Seni
Nerede o, o nerede
Nasıl anlatsaydım ayrılığımızı
Anlatsam anlarlar mıydı
Kim bilir, belki anlardılar
Anladılarda yok edilen sevgimize
Ağıtlar yakıp ağladılar.
Heyhat..!
Artık boşuna arıyorum
Boşuna ağlıyor, boşuna üzülüyorum
Yollarımız, biz istemesekte ayrılmıştı
Ümit hiç yoktu
Ama içimden bir ses
Yıllar sonrada olsa onu görebilirsin diyordu
Bir inanabilsem
Seni yıllar sonrada görmeye razıyım
Bu hayâl benim tek tesellim
Bir gün gerçekten yine seni
Görebilir miyim?
Görecek miyim?
>
Muhammed Emin YıldırımKayıt Tarihi : 16.10.2022 17:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!