Bizim sıçan kuyruğunu ısırmış
Aklını gözünden kusmuş gördün mü
Dönmüş bitlerini dişiyle kırmış
Avradını ordu basmış gördün mü? ...........Makberî
Zaten yoktu,neyi, kussun gözünden?
Kuyruk Bush elinde, gördüm görmem mi!
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Ağabeylerim İlhami Erdoğan ile Ahmet Akkoyun! Eskilerin anlayışına göre söz üç kısımdan oluşur. Birincisi: Laf'tır. Alaleade olup her kesin edeceği türdendir. İkincisi: Söz'dür. Nötr kabul edilir. Üçüncüsü: Kelam'dır. Her babayiğidin harcı değildir. Gördüm ve kabul ettim. Elinize, dilinize sağlık! Selam ve dua ile...
Yüreğinize sağlık hocam çok güzeldi
Saygılar usta kalemlerinize
Söylenecek her şey ziyadesiyle söylenmiş.Taşlar da gediğine oturmuş.Tebrikler Ahmet hocam.tam puan gönül sayfanıza.selam ve hürmetlerimle.
Gördükte, sıçanın kuyruğunu tutan elin, elinde daha başka hangi kuyruklar var onu göremedik gibi geliyor.
Yırtınma çaba yok her günü bedbaht
Namerdin koynunu sanmış ki taht
Şimdi pişmanlıktan ettiği her aht
İşleyen demirde pasmış görmem mi?
Tebrikler dostlar, ben de naçizane ve alel acele karaşadım birşeyler.
Kabul olursa?
Selam ve sevgiyle.
İki usta kalem ve iki büyük yü-rekten bu kadar güzel dizelre okumak çok çok güzel.
Teşekkür ediyorum paylaşımınız ve yüreğiniz için.
Kaleminizi ve yüreğinizi kutluyorum. Saygılarımla
İki değerli ve yürekli kalem yine çağlamışlar...Bize de tebrik etmek düşer nacizane tam puanla...Saygılar...
KATILAN TÜM DOST YÜREKLERE GÖNÜL DOLUSU TEBRİKLERİMLE...
SAYGILAR SELAMLAR....
Sıçanın yediği sadece peynir
Babasın tanımaz ki sorsun ne denir
Yüzne bakarsan soysuzluk inir
Bitini arıyor bunu görme mi........
yüreklere selam olsun
Yükselir sesimiz arşa yukarı,
Tutulmaz Mehmedim saçı kınalı,
Bir sille ile nankör sıçanı,
Burma etmiş Mehmedim görmem mi...
**************************************
KALEMİNİZE YÜREĞİNİZE SAĞLIK... ELLERİNİZ, YÜREKLERİNİZ DERT GÖRMESİN... MUHTEŞEM BİR ESER..... KUTLARIM....
Bu şiir ile ilgili 20 tane yorum bulunmakta