Ey güzel, rüyamı, gel, hayra yordur;
Canının derdinde kişi gördün mü?
Coşkun dalgalarla boğuşmak zordur,
Başıma açtığın işi gördün mü?
İster avcı farzet, ister say natır;
Hem içini, hem dışını kaynatır.
Gözlerini süzer, yürek oynatır,
Güzeldeki kalem kaşı gördün mü?
Hele acı bana, hele bir acı!
Değilim sırnaşık, serkeş, biracı...
Söz elbet yumruktan daha bir acı,
Gözümün üstünde şişi gördün mü?
Yanlış bilinmesin incelik, özlük.
Edebi ararım elimde sözlük.
Artık benim için ihtiyaç gözlük;
Gerçeği bulanık, şaşı gördün mü?
Bu sitemler bana mıdır, ele mi?
Evvel dosttuk, şimdi olduk el, emi?
Açılan yarada acı, elemi,
Kaşı kaşıdıkça, kaşı! Gördün mü? ...
Şimdi dönsün devran, geçsin sene de,
Çoktan çevirmişiz sözü senede.
Bir hicran okunu dağlı sinede
Taşı! ... Hak ettiğin taşı gördün mü?
Kayıt Tarihi : 24.4.2011 12:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!