İsa'yı çarmıha gerenlerin,
göğün karanlık katından yere indiklerini gördüm.
Küçücük çocukların bedenlerini mengenede parçalayan,
kravatlı adamlara büründüklerini gördüm.
Öğütülüşü gibiydi büyük insanlığın; fragmanı gibiydi kiyamet günün...
Genzimi yakan, zehir zıkkım bir hava soludum.
Ölüler de konuşur mu?
Ölüleri dinledim bu akşam.
Gizli elleri gördüm,
karanlık mağaraları andıran gözlere indim.
Külleri Asuman'a savrulan ateşlere karıştım.
Evet, yandım bu akşam;
bedenimden âlevleri belirsiz dumanlar yükseldi.
Çaresizliğin kedere büründüğünü,
katmanların yarıldığını,
Semâ'lardan elem yağdığını gördüm.
Çığlıklar işittim; elimin uzanamadığı yerlere el uzansın istedim.
Vicdanların kanatlı kuşlar misali,
insan bedenlerini terk edip göğe yükseldiklerini gördüm.
Medeniyet denen dişi canavarın gazabını gördüm.
Allah'ın yukarılardan bir yerlerden bizi izlediğini gördüm.
Medenileştikçe birileri açlıktan ölüyor ey millet!
Ben durmayı seçiyorum bu noktada,
daha fazla gelişimi midem kaldırmıyor, bünyem reddediyor...
Kayıt Tarihi : 6.2.2014 12:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!