Yalınız kaldığımız hücrede dünyâ gördüm.
Odadan çıktığın an devranı tenhâ gördüm.
Kamerin sunduğu aydınlığın etrâfında
Senin ay yüzlü güzel vechi hüveydâ gördüm.
Sana kalbimdeki mülkten yer ayarken, medfen
Sığacak yirmi bir arşın karelik câ gördüm.
Gözünün damlası dün kaldı benim mendilde
Güneşin doğduğu an koskoca deryâ gördüm.
Kaderin verdiği üç çeyrek asırdan fazla
‘Hâb-ı gaflette geçen ömrümü rüyâ gördüm.’ (1)
Senelerden beri gurbette kalıp yaşlanmış,
Kendi derdiyle yanan, Mehmedi şeydâ gördüm.
(1) Zatî’nin gazelinden
Tenhâ = boş Câ = yer
Hüveydâ = açık, meydanda
Hâb-ı gaflet = gaflet uykusu
Şeydâ = şaşkın, divânne
Feilâtün feilâtün feilâtün Fe’ün
. . / / . . / / . . / / / /
Gazel
Gözüm açtım bu seher bir ulu sahrâ gördüm.
Anda bir dâne-i hardal gibi dünyâ gördüm.
Def’edüp sinesini hâle-i pür sûzunu ney
Raksa girmiş nice bin âşık-ı şeydâ gördüm.
Nice bin zevrâk-ı ser geşte ana müstağrak.
Cûş edüb mevce vurur bir ulu deryâ gördüm.
Ne güzel vakıadır bu iki açub can gözünü
Hâb-ı gaflette geçen ömrümü rüyâ gördüm.
Zatiya hiç zeval vermez ana zerre kadar
Dide-i can ile bir şems-i hüveydâ gördüm.
ZATİ (1477-1546)
Mehmet Fatin BakiKayıt Tarihi : 4.5.2004 00:49:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Fatin Baki](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/05/04/gordum-11.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)