Çıkar, at, yürekteki durmak bilmeyen fırtınaları ey gönül,
Günlere gösterdiğin özentinin,kendine has bir sultası kaldı.
Sevda ile her kim ki bu gönül evine hükmünü geçirir hala,
Bilmeden,görmeden aranan,hükmedecek sevgi ustası kaldı.
Unuttun mu, yüce aşk aleviyle kül eden Yangın Kerem’i,
Nice Keremler gitti, gitmedi aşk alevi,sadece nidası kaldı.
Kim demiş ki, Lokman, ezel ve ebedin sırrını buldu diye,
Sonuçta görünmez, bilinmez, yüce gerçeğin duldası kaldı.
Yaktı,yandırdı da kül eyledi,gör ki bu cihan evini, canan,
Dünyada,kupkuru bir hayalle,deryada,külden adası kaldı.
Eksek de yüreğin aşkın has tohumlarını,sevda bahçelerine,
Bir türlü ulaşılamaz olan sevdanın,olgunlaşan nadası kaldı.
Belli ki, gönül erbabına söylesin,bütün sözlerini ey Sadık;
Onlar da bilir aslında,sözün en yücesi, gerçeğin hası kaldı.
Kayıt Tarihi : 5.12.2004 18:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Ama belki de çılgın olan şaiirin kendisi değil, onun gönlünü uçursun diye tanrının tahsis ettiği at çılgın belki de..
sadık softanın şiirlerine aracısız şiirler demek geliyor içimden..ilhamla şiirin arasına çoğu zaman şair dahi girmiyor
bu at biraz yorulsa belki şair sağına soluna bakınacak nereye gidiyorum ,neyle gidiyorum,nasıl gidiyorum diyebilecek..
yani...
sadık softa şiiri nasıl söylüyor derseniz? şiir gibi söylüyor demek mümkün bir çırpıda
ama sadık softa ne söylüyor derseniz bana kalırsa kendisi de farkında değil...binmiş atına uçuyor..
şiirin dış biçimini güzelleştiren enstrümanlar olan form,vezin,kafiye ,aliterasyon ,musiki yönünden O'nun şiirlerinin vardığı yer,çağdaş şiirlerin çok üstünde..
ama bu biçimsel inat anlam derinliğini yok ediyor..
çoğu zaman bu çalakalem gidiş işçilikte teknik zaafiyetlere yol açıyor
ve insana şöyle bir his geliyor zaman zaman ..sanki şiiri kafiyeler yönetiyor..
sadık softa'nın içinde yaşadığımız dünyanın terminolojisine yakınlık kurma arzusu da görülmüyor..
Tarz-ı selefe takaddüm ettim
Bir başka lügat tekellüm ettim
diyen şeyh galib aslında şiir poetikasına ilişkin çok önemli bir kaideyi vurguluyor...geçmiş şiir geleneğine tamam ama yeni bir lügat kurmak kaydıyla..
bir başka deyişle eskiden alınan yeni bir forma kavuşmazsa bu yapılan taklid olur..ama eskinin yeni bir yorumu yapılmışsa bu o şair için bir telif olur..
başarı dileklerimle
tebrikler üstadım
sevgiler
TÜM YORUMLAR (6)