Her gönül bir cihanken, uğradı da bazılarına talih;
Gerçekte görülmeyen gönül evinin gezmesi kaldı.
Elif, Lam, Mim, sırrına ulaşılamaz olmuş kelamın,
Şimdi sır dolu gönül gözünün, o sırrı sezmesi kaldı.
Ebabil’in işaret ettiği yüce bir duyguya verilmiş görev,
Bu yüreğin kabardıkça coşan, o gururu ezmesi kaldı.
Aldın ki yükünü eza ile cefaya meyledip gün be gün,
Şimdi ise yürekteki aşkın nebze nebze çözmesi kaldı.
Dağlar gibi dikildi karşıma direk gibi yürek yangınları,
Leyla’nın peşinde, Mecnun’a,adım adım gezmesi kaldı.
Ol şair halletti gönülden yürüyen aşkın şaşmaz rotasını,
Öyle bir muamma ki,dil dolaştı,yalnızca Türkçe’si kaldı.
Münkir, Nekir yazdı da tuttu günah ve sevap çetelesini,
Ya sevdanın, ya da aşkın, müthiş bir muhasebesi kaldı.
Kayıt Tarihi : 28.11.2004 18:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Öyle bir muamma ki,dil dolaştı,yalnızca Türkçe’si kaldı.
katılmamak mümkün mü üstadım..
tebrikler
TÜM YORUMLAR (5)