ıslanmış bir kağıda buruşmuş bir kalemle adını yazdım, sonra demiştim
bilirsin ya beni
sevgiye buğulu aynalardan bakan,
sürekli ağzında gaipten söyleşi çalkalayan,
"aralık"sız bir yıl, soğukluğu teninde taşıyan bir adamım
belki bir varım, bin yokum
sessiz ruhum gemi gibi
demir attı limana
duyduğuma göre yarım asır
duracakmış limanda
kaptanını bulun bana
beklemesi gerek...
gökyüzü çıkardı mavi gömleğini
karardı bir yaz gününün tüm şafakları
hayat kaptan lakin derinlerde gemisi
aynı kökten uzanan heybetli bir çınar
her yaprağı bir öykü , her yaprağı bir hayat
karanlık bu havada mevsimleri karışık
...hayırsız evlat
gözyaşları faydasız
hayırsız evlat
onur inal gibi
hayırsız evlat
kırdı parmaklarını
sonra gözlerimi kapattım
gökyüzünü hayal ettim
Neptün'de bir pamuk tarlası
sonra gözlerimi açtım
insanlar...
Bir kazan dolusu su kaynatıyoruz içimizde
Bırakın diğerlerini kendimizle bile geçinemez olduk
Lakin eksilenin biz olduğumuzu ne zaman anlayacağız ?
İnsanlığın dili, dini ve rengi yok
Eğer içimizde insanlık varsa tabii ki...
Aynı mavi kubbeyi soluyan varlıklarız
ben size sevgimi anlattıkça
üzüldüğünüzü hissettim , kanımca
üzülmeyin , istemem , söylemem bir kelime
artık adınızı yazmam sol bileğime
hiçbir bilekliğin kapatması gerekmez
solar zamanla , silinir...
yine üzgünüm , yine kırgınım
tıpkı bir kuş yavrusu gibi , kırgınım
seni göremediğim günlere kırgınım
seni bana unutturan uykuma kırgınım
gülümsemeni kaçıran gözlerime kırgınım
gözlerimi kaçıran utancıma kırgınım
içimdeki bu boşluk, bu nefret...
zihnimde, kalbimde , her şeyimde
gerçekleştirmem gereken biri var
ama benim içim bir mezar...
yaşamayı hak eden ismail'i , ölüme mahkum eden bir mezar
Acıya direnme güdüsü ve
alışamamanın acısı var içimde
Hüküm sürdün sana ayırdığım yerimde
Farkettim ki kendime yer kalmamış
Elimde yoğunca sıkıştırdığım ve
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!