yavuzbayram77gmail.com
Bir sapsız karanfilde umudum,
Avuçlarımda sıcaklığın,
Sarı elbiseden sarıysa çınarlar,
Ağlayacak gözlerimiz var,
Kısmet, yaşamaktan bahtımıza düşen,
Düşmüşüz peşine kanar durur gönül yarası.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Gönül Y/arası Aşk S/arası
Bir sapsız karanfilde umudum,
Avuçlarımda sıcaklığın,
Sarı elbiseden sarıysa çınarlar,
Ağlayacak gözlerimiz var,
Kısmet, yaşamaktan bahtımıza düşen,
Düşmüşüz peşine kanar durur gönül yarası.
İncir ağacısın can verensin,
Elimden tutup gelebilensin,
Gül kokulu yaprakları serebilensin,
İki duygulu yüreği derebilensin,
Sen gerçeklerle yaşanan bir serapsın.
Durulmaz fırtınaların rıhtımıyım,
Bir gün yarınlara koşmak istersen,
Sor bir Ankaralının bahtı mıyım?
Mevsimlere bak ya da aylardan kasıma,
Paylaşamadığım günleri buldum,
Hep sen vardın gül yapraklarıyla.
Aldığımız canı vereceğiz,
Bir yüreğin önüne sereceğiz,
Gönül yarası aşk sarası,
Belki de bir ömür karası,
Sürülse de alnımıza,
Gönül arası aşk arası,
Ruhumuzu vereceğiz bir gün.
Yavuz Bayram Çalışkan
gönül aska düsmesin en aci halini yasar yüreginizden akan duygular caglayan olup cosmus her misrada yüreginize saglik saygilarimla
Bir sapsız karanfilde umudum,
Avuçlarımda sıcaklığın,
Sarı elbiseden sarıysa çınarlar,
Ağlayacak gözlerimiz var,
Kısmet, yaşamaktan bahtımıza düşen,
Düşmüşüz peşine kanar durur gönül yarası.
İncir ağacısın can verensin,
Elimden tutup gelebilensin,
Gül kokulu yaprakları serebilensin,
İki duygulu yüreği derebilensin,
Sen gerçeklerle yaşanan bir serapsın.
Durulmaz fırtınaların rıhtımıyım,
Bir gün yarınlara koşmak istersen,
Sor bir Ankaralının bahtı mıyım?
Mevsimlere bak ya da aylardan kasıma,
Paylaşamadığım günleri buldum,
Hep sen vardın gül yapraklarıyla.
Aldığımız canı vereceğiz,
Bir yüreğin önüne sereceğiz,
Gönül yarası aşk sarası,
Belki de bir ömür karası,
Sürülse de alnımıza,
Gönül arası aşk arası,
Ruhumuzu vereceğiz bir gün.......yürekten kutlarim inciler gibi güzellikler anlatimlariniz...yakup icik almanya
Sürülse de alnımıza,
Gönül arası aşk arası,
Ruhumuzu vereceğiz bir gün.
Yaşadığın aşkın büyüklüğü hergeçen gün satırlarından daha bir taşar olmuş Şiirhan.Ortaya harika bir şiir çıkmış.Tebrikler
Aldığımız canı vereceğiz,
Bir yüreğin önüne sereceğiz,
Gönül yarası aşk sarası,
Belki de bir ömür karası,
Sürülse de alnımıza,
Gönül arası aşk arası,
Ruhumuzu vereceğiz bir gün.
seven gönlüne sağlık,sevgiler..
İncir ağacısın can verensin,
Elimden tutup gelebilensin,
Gül kokulu yaprakları serebilensin,
İki duygulu yüreği derebilensin,
Sen gerçeklerle yaşanan bir serapsın.
ŞAİR SERAPA GÜZEL BİR SESLENİZ ÖZLEMLE...
Aldığımız canı vereceğiz,
Bir yüreğin önüne sereceğiz,
Gönül yarası aşk sarası,
Belki de bir ömür karası,
Sürülse de alnımıza,
Gönül arası aşk arası,
Ruhumuzu vereceğiz bir gün.
DİZELERDE O KADAR YÜREK YOĞUN Kİ
UMUTLA UMUTSUZLUK ÇELİŞKİ DE..
ANLATIM İÇTEN BİR O KADARDA MÜKEMMEL
SEVDASNI ÇOK DERİNLERDEN HİSSETTİĞİNCE ANLATMIŞ YÜREK...
GÖNÜL DE BİR YARA
AŞK YARASI...
ŞAİR KALEME TEBRİKLERİMLE..
ŞAİR KALEMİNİZ SUSMASIN
NAÇİZANE..YORUM
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta