Mescidindeyiz Allah resullünün
Ravzadayız kokusunu alıyoruz insanlığın gülünün
Ve resul damla damla düşüyor hicran çölüne
Ab-ı hayat sunuyor evreni döndürüyor rahmet gölüne
İşte şurada yatıyor sadık dostu Ebu Bekir
Şurada Ömer şurası da her hal Ebu Suffa’nın yeridir
Resul ve kutlu dostları burada sohbet etmişler
Burada ümmet bilincini iletmişler
Mescidinden yayılmış islâmın ölümsüz bildirisi
Resulün güzel yüzü için oraya gidermiş sahabelerin her birisi
Şimdi onu göremiyoruz ama burada hep o konuşuyor
Bu sesi duyabilmek için insanlık akın akın koşuyor
Efendim! En berrak duygularla geldik
En nadide hislerle geldik
Allah’ım içimizden hiç çıkmasın bu ses
Senin ve resulün sevgisinde birleşin binlerce nefes
Ön dört asır evvel gelebilseydik keşke
O zaman gül kokunla doluydu Medine Mekke
Ah! Bir gelseydik de görebilseydik mübarek yüzünü
Vahyin senden alabilseydik özünü
Senden sonra Bilal’in okuyamaz oldu ezan
Boğazı düğümleniyordu adının geçtiği an
Çünkü sen olmayacaktın artık minberde
Yüreklere akmayacaktı sesin seherde
Boş kaldı şimdilerde Medine sokakları
Gidişinle döküldü mümin hazan yaprakları
…
Yıllar sonra Bilal’in Medine’de yeniden okuduğu ezan
Ashabında ümitle olmuştu bir heyecan
Şimdi de öylesi bir şey var yüreklerde
Gelirsin diye gözler hep tepelerde
Sen ki; cemre gibi düştün kâinatın kucağına
Tüm insanlığı alın islâmın sancağına
Şefkat sende buldu mana
Âlem seninle gark oldu nura
Ey gönül vefa
Kıyamete kadar gidecek bu dava
Aşkınla çarpacak tüm yürekler
Ve emrine amade melekler
Kayıt Tarihi : 24.4.2006 10:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!