Düşerken küçük ellerinden,kaderin masum ve kirli yıldızları
Ağlar kaderine,bilmez yarını,ne bilsin daha çocuk
Daha yarım kalmış oyunları vardı,komşu kızlarıyla
Bir elinde bebek,bir elinde güğüm
Bırakın yaşasın son gününü,asırlar ötesine uğurladığı
Çok özleyeceği,bir daha asla dönemeyeceği çocukluğunu
Ne yazık! Doğmuyoruz şimdi o topraklarda
Böyle demiş Beyatlı o hüzün zamanlarında
Oysa şimdiki düştüğümüz hali bir görseydi
Görseydide zindan mersiyelere bizi gömseydi
Hüzne eğilmiş İstanbul'un tepeleri sessiz
Görme istersen,içimdeki yaraları
Bakma öyle,üzülürsün
Ben onurluyum,tüm sevenlerde olduğu gibi
İzin verde örteyim üstünü,kimse görmesin
Günler değildi,yıllardı üstüme çöken
Bizimde yarınlarımız vardı
Bakmayın söküp almak isteselerde,
Göğsümüzden bizim olanları
Dayanırız kızgın mızraklara,sırtdadır hala
Dokunmayın sakın,alamassınız,yürekteki ağıtları
Eylül'ün son günü,buluşacaktık seninle yüreğim
Çaylar içecektik,gönül bahçemizde huzurla
Eylül'de toplanırya,hüzün bahçesinden güz gülleri
Yaklaşan karakışa gardımızı alacaktık umutla
Bakma bize öyle matemli gözlerle,eylül eylül
Enkaza dönmüş gönül sarayı
Nerede hani o eski maşuklar
Bir bir aranan nadir inci,ender hanayı
Şiirler yazdıran nerede aşıklar
Kanatlanıp gitmiş,,uzaklara bulunmaz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!