Yürek maruf değilse beden titrer dil titrer
Nefsin galip olmuşsa ayak titrer el titrer
Çin seddini aşsan da gönül seddi aşılmaz
Yerle gök aralanır emin yoldan şaşılmaz
Karanlık ışık olur kalp mutmain olunca
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Her beyit aşkın varlığı ve yokluğunu duygu potasında ne güzel dile gelmiş...
Kutluyorum Zikrettin Bey... Nicelerine Saygıyla...
Aşk nelere kâdir.... Varlığı ve yokluğu neler yaşatıyor insana...
Aslında insan duygudan mamul... Her şeyi duygu anlarının iniş ve çıkışında yaşıyor... Gönül birliği olmadan da hiçbir şey olmuyor zaten....
En çok Yahya Kemal'in kullandığı beyit nazım birimi 7+7=14'lü ölçüyle yazılan şiirinizi ve sizi içtenlikle kutlarım Zikrettin Bey.... Saygılarımla.........
Gönlün ufku ölçülebilir mi? Yüreğinize sağlık.
Derin anlamlı güzel beyitleri yazan güçlü kalemi tebrik ediyorum.
Hemen her beyit kendi içinde 'orta boy şiir...'
Tarz işte..
Bir şiir, bir temayı da işler.. Bir şiir, birden fazla kitaba da eşdeğerdir..
Tebrikler Zikrettin Bey, Kardeşim.
çenene bir düğüm atılır solgun çehren öylece susar seni ,alıp giderken candan bedeni sonsuzluk ...Dilerim Rabbim hepimize iman ile ölmeyi nasip etsin..çok güzel bir eser okudum seçkin kaleminizden sevgili dost...nicelerine...
Muhteşem şiirinizi ve yüreğinizi gönülden kutluyorum ..Zikrettin bey Saygılar
Çok başarılı beyit şeklinde yazılmış şiiriniz muhteşemdi. Kutlarım.
Çok derin anlamlı beyitler.
Çin seddini aşsan da gönül seddi aşılmaz
Yerle gök aralanır emin yoldan şaşılmaz
Sahibinin izni olmadan o seddi aşmak mümkün değildir...
Kutluyorum değerli şiirinizi ve sizi Zikrettin bey...Nicelerine...Esenlikle...
Nefsi sevgilerle bir yere gidilemez. Ancak ilahi sevgi ile ruh yönünü bulabilir. işte bak o zaman hiç bir engel o sevgiyi yok edemez. Aşk pası da tozu da siler geçer.
Şiir ikiliklerden oluşuyor. Her ikilik kendi arasında uyaklı. aa bb cc diye gidiyor. Divan Edebiyatında mesneviler bu tarzda yazılır. Fakat mesnevilerde aruz ölçüsü kullanılır ve beyit sayısı çoktur. Şiirde ise 14'lü hece ölçüsü kullanılmış.
Güzel bir şiirdi. beğeniyle okudum. Kaleminizi kutlarım Zikrettin Karaca Bey. Selam ve saygılarımla.
Bu şiir ile ilgili 15 tane yorum bulunmakta