Sana sevgimin üzerine yemin ederim ki özlemlerim zemzemle ,duygularım Kevserle, ruhum misk-i amber, içtenliğim
ab-ı hayatla yıkanmış.
-Sevecek birini bulmak kolay da severek giden birini bulmak, onun yolunu beklemek zor.
Oysa sevgi adına ne varsa sende tümlenmişti.
Bir sızıydın “koca “okyanusun.
-İliklerime kadar ıslanmıştı sevgim. Yüreğimde meşalelerin yanıyor, başka güzellerin güzel gözleri güneş olamazdı.
-Dokunabildiğin kadardı senli kaderim sandın.Oysa dokunamadığın her günü de ekledi kader.Kederleri de sen uzak kalışları da .
-Dokunamadıkların sensizliğin kilimine işlendi.İçimde kilimin serili.
Dilimde sözsüz kitapların, bakışlarım son görüntüne meyilli.
Bir türkü dilinde aşk odamda - Âşık Veysel – ile çalınıyorsun.
“Şu geniş dünyaya sığmayan gönül,
Şimdi bir odaya kapandı kaldı.. “
Gönül sustu, gönül sessiz kaldı. Gönül konuştu:
- Burada hiç aşk elektriği yok mu?
Gidişnaz:
- Ona gerek duymuyoruz. Gitmek karanlık demektir, başkasına ışık olmak konfor sayılır.
Gönül:
- Ama ya ışık nasıl olacak?
Gidişnaz:
- Bizim umutlarımız var can kırıklarımızı aydınlatan.Pişmanlıkların mum ışığı var. Gözlerin bir kez görüp bir kez daha asla göremeyeceği göreceklerin ışıltıları var.Var olana varisiz.Kara bahtın tinlerinde yansıyan aydınlık kişiliğin adılıyız.
Gönül:
- Ama susmak, yalnızlık, öçleri kinler hep karanlıktır.
Gidişnaz:
- Evet,olması gereken de budur. Yıldızları görmek için karanlığa alışmak lazım.Giden herkesin tonlarca acısı var sırtında.Binlerce acının diliyle konuşur durur içindeki yüreği kırılmış çocukla.İçinde yanardağlar patlar.Lavlarını artırır öçler, kinler.Karanlık beynin odalarında, kapkara yüreğin sofalarında derlenir gidene karşı içsel saldırılar.
-Gitmek asıl bin kez kendine yenilmektir. Kalamayış bombalarına karşı
Onun sığınağında saklanmaktır.Ona karşı beslenen her kötü duygu bir bomba gibi onu da seni de yaralar aslında.
-Bazı gidişler aslında hiç gidememektir. Bazen gitmekle başlar aşk.
Gitmek demek oyuncu olmak demektir.Kendini oynamaya gidiyorsun.
Özünde olanları ona karşı farklı tavırlarla oynamaktır. Nefret, sevginin son merhalesidir.İnsan hayatına aldığına, tanıdığına, yaşadığına,bildiğine nefret besler.Hiç görmediğin, tanımadığın birisi ırkı ne olursa olsun neden nefret etmeyiz ki?
Bir nevi bir insan gibi oynamaktır giderken sergilenen her şey.
İç maskemizi çıkarıp asıl ve asil olan benliğimizi sunuştur.Çocuklar, sarhoş, kızgınlar, genelde yalan söylemez; ama söylediklerine ,yaptıklarına inanmak, güvenmek, kabullenmek de zordur gülüm.
Ve insan kendisi olması izin verilmeli her duyguya; ama sınırlı,seviyeli, içten.
Gönül:
-İçsel keşfin en zor olduğu yıllar, yollar ve yarlerdeyiz. Ne
olmadığını keşfedersek ne olacağımıza varırız.Karışık duygular,karışık hayaller, karışık ilgilerle varılmaz.Sağlam ve temiz bir keşif olmalı.
*İnsan içi özel bir ada.Bu ada özel binlerce duygu meyvesiyle donatılmıştır.Binlerce özel duygu meyvesini önce tanımak, önce tatmak, önce en özellerle keşfettiğin yüreğe sunmak lazım.
-Adaya varmışsan binler şeye hazırsın demek.Binlerce duyguyu yaşamak için binlerce algıyı açmak lazım.Bilinç güzel duyguları aşılar, sunar.
Hiç olmayanı keşfedebilmek içinde bilinç,içtenlik, güven, ilgi, sıcaklık, romantizm gibi nice özel duyulara gitmek lazım.
-Tüm sahteliği hemen görünen duygular ürkütür seveni.Kız yavru ve ürkek ceylan, erkekse ehil, asil, uslu bir aslan.Yavru ceylan sahte, yapmacık,ilgisiz , güvensiz her şeyden ürker, kaçar, körelir duyguları.Kaçış için kendine özel karışık sistemler sunar.
Ehil, uslu aslan da suretinde ifade edilmeyecek her söze,her yapmacığa,her gereksiz konuşmaya, içsel saldırıya karşı yabanileşir, saldırgan bir ruha bürünür, her an pençesini gösterebilir.
Yapmacık her davranış ile yapmacak her söz, gürültü ve gönül kirliliğine neden olur.
Hayrettin TaylanKayıt Tarihi : 28.8.2012 13:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!