Gönül Hasret Vuslata Şiiri - Cihat Şahin

Gına geldi dünyadan, gönül hasret vuslata,
Müjdeli davet gelse, bin can ile uyarım.
Hoş bir vesile ile kaderden gelse ata,
Böyle güzel daveti, cana minnet sayarım.

Sınav yeri şu cihan, mekân-ı sefa değil.
Kayda geçer her fiil, yanlışa yapma meyil!
Her an biter imtihan, yakalanma gaflette!
Sekarat uyarmadan! Geç kalma hemen ayıl

Bir askersin dünyada, görevin hakka erlik!
Yapma sakın nefsine, sen zelilce leşkerlik!
Vezirlik durur iken, etme rezil kendini!
Ancak hakka yapılır, o şerefli askerlik!

Bir lezzetin içinde, yüzler elem bulunur!
Bir dakika zevk için, kaç yıl nadim olunur.
Hem anidir hem fani, şu âlemin sefası,
Varken sonsuz saadet, arzda nasıl kalınır?

Yüzde doksan ahbabım, göç etmişler oraya!
Arzda kalan yüzde on, çoktan girmiş sıraya.
Bağlasalar duramam, bu dünyanın çölünde,
Ecel tiryak olacak, hasret denen yaraya!

Tek endişem günahım, arım büyük rabbimden!
Deli dolu yaşadım, epey aştım haddimden.
Son ümidim rahmeti, ettim ona iltica,
Kabul etse o rahman, korkarımki ben kimden?

Geldim gördüm anladım, bir pazarmış bu âlem!
Haram helal yan yana, var tezgâhta her kalem.
Yapamadım zerre kar, gelmez hesaba zarar,
Defterim ziyan yazar, bu halde nasıl gülem?

Tünelin ağzı açık, sonu ebede gider!
Bu sevkler mecburidir, o yümit emir eder!
Ecelim bir vesile, çağıran rabbim beni,
Bu aciz pür kusura,”affettim” dese yeter!

Nefsim hayır desede, ruhum ister hayır’ı,
Kalp rabbiyle mutmain, hiç istemez sairi.
duygularım kararsız, mantık vicdan telkinde,
Salık verir hasseye, o misilsiz seyiri!

“Vuslat vuslat”demede, gönlüm hikmet diliyle,
Kalp ebedi sayıklar, en samimi haliyle!
Dostlar bizi bekliyor, kaç asırlık özlemle,
Cennet müştak mümine, hurisiyle gülüyle!