Binsem motoruma yollara çıksam
Tüneller açsam, dağları aşsam,
Köprülerden geçip şehirlere varsam,
Söyle bu yoldan varılır mı sana?
Kanat taksam, paraşütle atlasam,
Bu gün oturdum yine tenha bir köşeye,
Yalnızlığımda demlenen çayımı içiyorum.
Çok beklemiş olmalı biraz acı.
Alıyorum elime bağlamamı.
Yalnızlığımın derlemelerini buluyor,
Hasret kokan türkülerini okuyorum.
Ne çok istemiştim yazmayı.
Sana, seni yazmayı.
Kaderine kaderimi,
Kalbine kalbimi yazmayı...
Olmadı! Alnıma yazılmak olmadı!...
Hiç olmazsa;
Arnavut kaldırımlı dar sokakların,
Sıvası dökülmüş taş duvarların
Toprak kokan kerpiç evlerin
Yılların menteşelerini eğrilttiği,
Gıcırdayarak açılan
Ahşap kapılarını açıp,
Ömür denen canlılık alametinin,
Mevsimsel son yazını yaşayan deli gönül!
Kuru yaprak misali tutunduğu hayattan,
Üfleme misali esen bir rüzgarla,
Ha koptu ha kopacak derken,
Bir bahar esintisiyle,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!