Sevdikçe sevilen, küme küme yürek muhabbetlerine akan
Gökkuşağının bütün renkleri
İçinde saklı
Papatya açan gülüşüne
Birer birer
Kirpikleri süzülen
Bakmaya muhtaç olduğum
Göğün göğsünden
Manalı
Ve derin bir sessizlikle
Yeryüzüne dökülüyor
Mehtap gibi
Her yudumu sende olan
İyilik habercisi ışık ırmağı bakışların
Melül gözlerime aktıkça, ısınmaya başlıyor yüreğim
Hayata güzel bakan favorim olan o sıcak bakışların
Yüreğimin soğuk iklimine
Düşen ilk ve son cemre
Kalabalığını içindeki
Yalnızlığıma
Sığınak
Geceme yıldız
Sabahıma yol gösteren
Güneş güzergâhı
Mor saçaklı dağlarını
Göğsünde
Ömrümün ilk baharı
Kısrak atın memesnden
Ayrılmış
Coşkulu tayın
Cirit attığı, suskun çayırlarda
Rüzgâra karşı
Var gücüyle direnen papatyam, ey sümbülüm
Her anımda şiir gibi kokuyor, senin o derin bakışların
Bakışının harlamasında yarınlar umut filizleri uç vermiş
Her biri salkım saçak körpe bir fidan
Başdöndürücü güzelliğin hayal edilen
İstanbul akşamları
Gülüşün dudaktan kalbe
Coşup
Delice çağlayan
Bir öpücük
Serin nefesinden
Bazen sessiz bazen azgın
Sevgi damlıyor
Gecelerden de mehtap
Serpilirken nice yüreklere
Sevgi yağmurudur
Eğer
Dinlenirse duyulur
Ufukta
Yankılanan
Derinden derine coşan
Diclenin coşkun sesi gibi
Aşk uğruna yanıyorken
Yürek
Yorgun gönüllerde
Yolunu kaybetmiş
Her sevdadan
Çığlıklar yükselir
Buram buram yayla kokan
Her bedenden
Ten dile gelir
Rüzgâr our, aşk ile eser
Gözlerinin üstündeki ahengi
Dillere destan
Simsiyah kalem kaşlım ölmeden
Hiç biter mi bu sevda, hiç gönül dağı teslim olur mu kara?
Mehmet Çobanoğlu
13.06. 2022
İstanbul
Kayıt Tarihi : 13.6.2022 06:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!