Her muradın verildiği bir anda
Şeyh Şamil’in düşlerini dilesem
Kartal gagasıyla süslü zamanda
Kafkasların kılıcını bilesem
Duysam gök atların soylu sesini
Demir dağın delindiği yerlerden
Alsam ecdadımın hür hevesini
Ötüken içinde kitabelerden
Bir manasçı olsam yol kenarında
Anlatsam ezelî hikâyemizi
Çekik gözleriyle göl kenarında
Kırgız güzelleri beklese bizi
Bir sabah, tan vakti varsam Gence’ye
Âzerî gözümle görsem dünyayı
Sunsam Karabağ’ı Vahapzade’ye
Şehriyar ustayla sarsam dünyayı
Ruhumun tayını sürsem ileri
Bozkırlar üstüne dökülse tasam
Türkmen atlarının geçtiği yeri
Ay yıldızlı nallarından tanısam
Kerkük’te gürleyen hoyrat avazım
Gökkubbenin sedasını süslese
Ozanlar omzunda yorulan sazım
Tellerini kopuzuma yaslasa
Kırım’da kırılan binlerce çocuk
Yüreğimin ışığında yeşerse
Başlayınca gökyüzüne yolculuk
Rabb’im her anaya bir çiçek verse
Kızıl bayrak gözlerimi delerken
Diksem Gökbayrak’ı göğsüm üstüne
Kızıl Çin içinde bir sabah erken
Kürşatlar kırk yerden parlasa yine
Gül dalında güzel, yiğit ilinde
Yiğide il veren bir ferman olsam
Gönül coğrafyamın tatlı dilinde
Özümle beslenen bir lisan olsam
Dedem Korkut yelkenime yel olsa
“Aziz İstanbul” a bıraksa beni
İncilerim damla damla gül olsa
Taksa duvağına seven seveni
Her muradın verildiği bir anda
Resûl’ümün eteğine sarılsam
Kokusundan tanıdığım vatanda
Bayrağımın gölgesinde dirilsem
Kayıt Tarihi : 18.4.2005 20:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
esra.
TÜM YORUMLAR (5)