Gönül bağın açma her gelen yele,
Sırrı ifşa etmek hiç düşer mi dile?
Aşk şarabı sunan o badeyi al eline,
Her kadehte bin bir divaneler var...
Bu âlem misali bir rüyadan ibaret,
Gelenler göçer de kalır bir hasret,
Sakın sanma yâri bulmak bir zahmet,
İçinde açan güller, revaneler var...
Ne yorulup gezersin dağları düzü,
Arayıp bulamazsın bir yârin yüzü,
Gönül evinde saklı o aşkın özü,
Şu fani cihana sığmaz haneler var...
Murat der ki, Dünya bir gölgeli konak,
Herkes bilmez bunu, ne acayip durak,
Dost elinden sunulan o ab-ı hayat,
O demde açılan gülistanlar var...
Var git şimdi, her şeyden çek ellerini,
Gönül otağının kalmasın tek lekesi,
Hakk’ın nuru doğar, silinir her şüphe,
O aşkın yolunda pervaneler var...
Dost ararsan, elbet bulursun yakında,
Aşk ateşi yanar her gönül ocağında,
Bülbül de dinlenir gonca ağacında,
Her dertlinin derdine devahaneler var...
Bu dünyanın malı mülküne tapma,
Ömür kısa, vakit geçer, hiç sapma,
Bir gün olur, bu ten kafesten atılır,
Hakikatten yana ne nişaneler var...
Ülkü der ki: Bu sırrı gönül de sakla,
Yalan dünyaya asla gönül bağlama,
Gönül kuşunu tut ki Hakk’a yollama,
Menzile varmaya nice çilehaneler var...
Kayıt Tarihi : 2.10.2025 13:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!