Gönül bağına diktiğim çöğürler
Bağ olur mu, yaz gelince bell’olur.
Yarimle geçen bir anlık devirler
Çağ olur mu, söz gelince bell’olur.
Olur böyle; delikanlı kafası;
Benim ile muhabbeti vefası,
Mürüvveti, sürülecek sefası,
Çoğ olur mu, kız gelince bell’olur.
Hasret bize ezelinde yazılmış
Nazar değmiş ezberimiz bozulmuş
Gamzesine ciğerimiz dizilmiş
Cağ olur mu, köz gelince bell’olur.
Ağacı elmastan, yemişi yeşim.
Tipiye karışmış, donuyor düşüm.
Tufana tutulmuş şu gönül kuşum.
Sağ olur mu, baz gelince bell’olur.
Sınat vurdu; ovaları, kırları
Rüsva etti bütün gizli sırları
Erken yağar Anamas’ın karları
Çığ olur mu, güz gelince bell’olur.
Bir yokluğa alır gider yazımız.
Biz gideriz, kayıp olur izimiz,
Vefa ettik, yar yanında yüzümüz.
Ağ olur mu, yüz gelince bell’olur.
Ne bileyim, Allah bilir gaibi.
Şifalara gark eyledi Eyüp’ü.
İşlerimin kusurları ayıbı
Yoğ olur mu, toz gelince bell’olur.
Toyluğumda ne söylesem suç idi.
Aslı gibi işi gücü göç idi.
Veysel Soysal bu deryanın geçidi.
Sığ olur mu, düz gelince bell’olur.
Kayıt Tarihi : 14.2.2013 21:01:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Veysel Soysal](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/02/14/gonul-bagi-18.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!