Gönül, ne inlersin sevda bağında?
Garip feryâdını eller ne bilsin?
Herkes keyfederken bahar çağında,
Senin hazânını kullar ne bilsin?
Tutuldum bir kere aşkın nârına,
Çalındım, çırpındım yârin uğruna.
Kör balta misâli her gün bağrıma,
Açtığın yarayı dallar ne bilsin?
Unutturdun bana neşeyi, hazzı…
Be gönlüm yetmez mi çektiğim sızı?
Senin derdin ile çaldığım sazı,
Yaktığım türküyü teller ne bilsin?
Her lahza sevdiğim güzelden ayrı,
Durdukça gençliğin kalmadı hayrı.
Cahil ömrüm böyle tükenir gayrı,
De gönül: Beyhûde yıllar ne bilsin?
Senin ardın sıra düştüm peşine,
Bir gün de bakmadın gözüm yaşına.
Sevi sermayemi boşu boşuna,
Saçıp savurduğum pullar ne bilsin?
Künyemi bugünden yazdırdın taşa,
Velhâsıl seninle kaldık baş başa.
Derdin lokmasını doğradık aşa,
Ağzıma çaldığın ballar ne bilsin?
O güneş yüzlünün şavkıyla yanıp,
Hayaller kurdurdun rüyâya dalıp.
Ozan Bahadır’ı bu elden alıp,
Meçhule saldığın yollar ne bilsin?
(28.06.2011)
Bahadır ÇelikbaşKayıt Tarihi : 28.6.2011 13:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!