Tutup attın beni sarı sellere,
Yetmedi taştan taşa çaldın gönül.
Aşkı azık edip gurbet ellere,
Diyardan diyarlara saldın gönül.
Kaşa göze bakıp da huri dedin,
Sarraf mısın her taşa inci dedin,
Haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu
Deli cafer ismail tayfur ve şaşı
Devamını Oku
Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu
Deli cafer ismail tayfur ve şaşı
Gönlü güzel şaiir, Dizelerinizi zevkle okudum, sağolun varolun, yüreginiz dert görmesin, Yaradan sisinle birlik olson. Hoşca kal, Dost
Hülya
Kapamışken gözümü tatsız uykularımla
Koyu karanlıklarla bin halle sessizleşir
Bitmeyen gecelerim bakir rüyalarımla
''Sabah ne zaman'' diye zamanla debeleşir.
Derin gök zindan kadar boşlukları karanlık
Bu boşluk alanında hayalim dolaşıyor
Hiç hareket olmuyor, tabiatta sessizlik
Gece sessizliğiyle üzerime çöküyor.
Fecri özleyen dudak soğuğuyla donacak
Zaman durmuş, gitmiyor, hali vehim ve tatsız
Olduğu yerde şimdi hasretiyle kalacak
Mazi denildiği an unutulacak adsız...
Koynunda gölgelerin serinliği yok artık
Günler rabıtasını o an ki bıraksada
Renklerin ıtırını emen sonsuz karanlık
Gözlerim yaşaracak ateşiyle yaksa da.
Ilık bayğın gecenin kolunun gevşekliği
Gibi beni sarıyor akşam basan uykular
Sessizlik hep sessizlik çöken durgunluk gibi
Ömrümü bir sahrayla çevreleyen hülyalar...
Gaziantep - 29.12.1960
İsmailoğlu Mustafa Yılmaz
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta