Sakın önden kaçıp arkadan vurma
Hakkı kutsal bilip geriye durma
Haksız yere insan kalbini kırma
Kırarsan, o kalbe gir de gel gönül.
Sen gönül, din, dil, ırk ayrımı yapma
Doğrul yol varken eğriye sapma
Arifi örnek al, cahilden kapma
Arifin hatırın sor da gel gönül.
Yüksekten uçarken engine düşme
Hesapsız işlerin sonuna şaşma
Hakkına razı ol, sınırı aşma
Aşarsan sınır da dur da gel gönül.
Gidenin ardından sakın söz etme
Dalkavuk, yalaka asla haz etme
Yaraya merhem sür, gönül naz etme
Kanayan yaralar sar da gel gönül.
Ali’nin hakkını, Veli’ye verme
Zalimi öğüpte, masumu yerme
Sahipsiz bahçenin gülünü derme
Kendi bahçe gülün derde gel gönül.
Uygarlık ve erdem insanın işi
Bunu daim rehber almalı kişi
Hak için arama üç ile beşi
Hak için dağları yarda gel gönül.
Öksüzle, masumu, yetim kandırma
Onu görüp yönün öte döndürme
Sevgiyi kutsal bil, hiç gönül kırma
Çaresize merhem sür de gel gönül.
Yürüdüğün yolda metin ol metin
Boşa gitmez insanlara hizmetin
İşte budur, senin gönül servetin
İnsanın kalbine gir de gel gönül.
Aydınlı, gönlünü açtı aleme
Doğruyu yanlışı aldı kaleme
Haklıyı, haksızı dolar diline
O hakkın sırrına erde gel gönül.
Kayıt Tarihi : 28.9.2002 22:05:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mustafa Aydınlı](https://www.antoloji.com/i/siir/2002/09/28/gonul-24.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!