Beni bir olmaza muhtaç eyleyip,
Ateşler içinde yandırdın gönül.
Bir bulut gözlüyü miraç eyleyip,
Senindir diyerek kandırdın gönül.
Senin eserindir derince yaram,
Hep sen konuştun ya bu benim sıram.
Helalce gösterip sunduğun haram
Zehire bal diye bandırdın gönül.
Uzattım elimi çektin tuzağa,
Suç muydu gitmedim senden uzağa?
Adımı çıkarıp sefil, eziğe…
Her köşe başında andırdın gönül.
Bir yolun yokuşlu, bir yolun buzlu,
Bir yanın zahmetli, bir yanın nazlı.
Gülmeyen sevdalar hep sende gizli
Bilmem hangi yöne döndürdün gönül.
Konuşsa eziyet, zuldür susana,
Uymayan var mıdır senin yasana?
Acep buyruğu mu Hakkın bu sana!
Tek kelam etmeden indirdin gönül.
İster beddua de istersen sitem,
Bendeki her gece gözyaşı, matem.
Candan usandırıp bir küçük merhem
Verirken de lütuf sandırdın gönül.
Ismail Çelik
Kayıt Tarihi : 31.7.2019 14:11:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İsmail Çelik 2](https://www.antoloji.com/i/siir/2019/07/31/gonul-1189.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!