Gönlün Kazağası deli'nin Karşılık'tan Az ...

Delinin rüzgarıçok öncesi tutuştu,raporlar ötesi çağda.Van Gogh'tan öncekıvrık resimler yapmayabaşlamış olmalı Dali; tepeden bir saat yuvarladı.Döndü dolaştı duvarın yassı saati.Eridi, büküldü, akmaya başladı.Sonra Gogh'tan ağaçlar, selviler...Şimdiyse artık dallar mı kaldı? cennet mekanı düz etmek için; ila da ama, işte, yapraklar! ! dallarında yerleriniher şeyden önce almış olmalılar.
*
Karavana umutgeçici halüsinasyon esrimeleri; nektardan bir damla kazıklı voyvoda,çok şey demek olur mağranın devamlar havanı’na.-çünkü ne kadar aldığın önemli, ‘alsak fazla aspirin morttuk’ denli; dikkati, özellikle bu noktalarda, yoğunlaştırmalı. -Geri gelen takat:oy! ! o her zaman orda bulunmuş; yerini benimsemiş bir muzaffer, heyhat.
*
Ne kadar öncedir ki sevinçlerimizbirkaç damla daha gidemesin ileri.değil bir bile, birkaç damla...Ne kadar öncedir ki sevinçlerimiz; işte, zaman bu, olsa olsa kırağı...:Bir sevinç, şanlı bir söylev,kırmızı gülle gelen kır kükreyişiveyahut papatyanın beyaz kanatlarınıöpe koklaya sarı öbeğe, öbeğine onun çökmüşboğanın arenadan kaçkır yarasası.*
*
Zamane hercailerin çok nutku tutuldu.bu kadar yeter! doğanın kıllanışı için değil,bu sadece bir köprü; zaman zaman, zamansızlık...
*
Gel hele çiçek.Bak bir gün dahahava çok güzel doğdu.Şu yükselen güneş, hem ateş ve hem de su oçünkü ağaçları ve buharını bulutun ile hava küreyiverecek dünyayı bir zamanlar büyük toz bulutu doğuracaktı.O toz bulutu geldi çiçek açtı.Güneş ışınlarını damıtıyordu,sımsıcak, iliklerimize kadar...
*
İnsan iliği desen, sadece siyahama bir tutuşmadır bu, bir köprü; bir iki viyak viyak ciyaklayış, ancak sonra sona ermeyiş:boyun eğmek yok! anlık karalıklar,kemiği veren yumuşak yumoşcuk hüzme,sütten çıkmış ak kaşık olmasa daolanca beyaz.Biraz katran gerek zifti geçiştirmek için belki...
*
Kimi daha çok seversinzaman sona ermeden önce? Kendini mi, mengenelerden kapıp düze çıkarttığınyoksa sen olmayan bir başka şeyi mi...
*
Gümüşi kafeste kuş yok,asla da sayamaz iktidarı esas güç sanan; sevgi için gelir gelen.
*
Aries’de Scorpio takımyıldızları.Kar yağmaya başlar Nisan’da,Kasım Ortanca ve Artısı ‘Nurdanşen’ Kazı’ndan müjdelenen melekte. ‘Melekalicii’ yeni kuş gibi talim hamleleri yapıyor; yüksek yuvasında, alçak irtifa-yeryüzü’nde zaman içre.Kapalıyken küçücükve açtıkça körük basan, gocumanKanatlarını çırpıştırıpne olduğunu anlaması içingökleri katedip yüzerek takımyıldızlarda neler olupbittiğine erişmesi gerekecek.
*
Hafıza,Tükenmiyor…………Kivinin sera saldığı sera gazındanya da büyükbaşın gübresinin azottanhavaya ne kadar zehir kattığından konuşuyorlar.Kyoto hak getire, mazot.Ama hafıza tükenmiyor işte…Bazı günler ananas buluruz, bazense yemeyiz,canan canla birlikte.
*
Zarf edilgeni kanatçıl mektupOrta Ada’dan yollanan şişe olmakta kararlı; ‘siyonist hedefleri zıddı’ ve/ama Eski Ahit’ten Tekvin karabaşı, ona bekçi takvim hazırlıklarıbaşlasın artık! Kuran ve eski şamanın ateşi:En ufacıcık suç yoktur ya; yeni yasalar hazırlamayı severimaynı temeller üzerine bina.Ne olur bilmem amatahmin edemediğin bir Urartu’daişte yine böyle mutlaka geleceğim! ! ! Yeterince simetrik,saadet fora! !

Onbirinci gökyüzü,on birinci kıta.
*
Çiçek düşünmek de ne kadar ağır insanın sevdiğine,bunca yük hamalları bile kıskandırır,da varmak istediğinde hep söylenen misafirperverlik sözüne,itilip kakılmadan düzgün kalabilen nedir söylesene?

Ne yorgunluk var, ne bezginlik, ne de şaşmışlık.Görünenlere inanamama durumları var sadece, bu anlamıyla.Aşk var ancak bile nefret değil, kinse hemen hiç.Nedir bu aptalcasına dem vermezlik! mevsimlerin yol alışı hep farklıya olmaz, budananında ağaçkendini versen oraya kendini verirsin de buraya…O halde tıklat bari tümcelerin tünaydın arefesinişantiyeliğin toprak mafsallarında, şanlı sayfiye şezlongun olanocaktaki tencere merakı en derin girdap senin başucunda!
-