Gönlümün Ölümsüz Sultanısın Sen

Selahattin Yetgin
1613

ŞİİR


34

TAKİPÇİ

Gönlümün Ölümsüz Sultanısın Sen

Sevdanın yitik cennetini arar insanlar, unuturlar yürek ağrılarını
Ölümsüzlüğü dilerler göklerden, rüzgâra bırakırlar hep umutlarını
Aşkın aynasında hüsran çoktur, eskimiş kayalara asarlar kırıklıklarını
Seni sevmenin alternatifi yoktur, ben seninle aralarım aşkın kapılarını

Adının baş harfini savurup göklere eylül yağmurlarını dilemek vaktidir şimdi bulutlardan. Nili doyuran, barajları taşıran, kara Afrika’yı çamura bulayan, ağaçları, çiçekleri kutsayan, tüm canlıları yaşama bağlayan anlar için. Seni düşündükçe, varlığına şükretmek, yalnız ruhumu kırlara sürmek ve doyumsuz oyunların kırlarından geriye dönmek istememek bugünlere. Senli mutlulukların yağmur duası var ruhumda, çaresiz insanların çatlak dudaklarında. Ansız bir yağmur olup yağıver seni özlediğim anlarda yorgun avuçlarıma.

Yokluğuna sarılıp uyuduğum anlardı özlemine tutunduğum. İçimdeki kaçak dallar sürgüne durdu, dal oldu, ağaç oldu ve gövdesindeki çentikler yıldızlara doğru kıvrıldı. Sen içimdeki olmazlığına rest çektiğim, sen kendi dünyamdaki nurlu ışığım, tutunduğum dallar gibi güvendiğim aşk bakışlım, sen ebediyete koşar adım yürüdüğüm can yolculuğum.
Yokluğunda, özlemine sarılıp uyuduğum o kör bakışlı gecelerde ellerimle avuçlardım sönmemiş yıldızları, kırardım henüz kıyılarını dövemeyen dalgaları, umutlar asardım ıslak dallara, kaybolurdum bir çocuk gibi derinlerimde ve ruhumdaki bütün yalnızlıklara yine senin adını verirdim.

Sessizlik çoğalınca kendi içinde, ben asırların yumağını sarardım en başına. Sırlı günlerin alyansını atıp sulara senin için yeniden çıkarırdım. Bütün günler güneşli değildir, bilirsin gül bakışlım. Sayısını unuttuğumuz bayramlar gibi orkideler de her bahar aynı değildir. Kaldırıp bir toz bulutunu geçmişimizden sorsak birbirimize, ‘en unutamadığımız an nedir! ’ Bilirim ki yüreğimin kapısını merhaban ile çaldığın o andan başkası değildir.

Düşler sunulu o yorgun aynada ben sabırlı bir derviş, sen özlenen aynı sevgilisin işte yar. Gökyüzünü umuda boyar kırlarda çocuklar, ben gözlerinin rengini seçerim. Sen asırların uyandırmaya kıyamadığı bir sevi bulutu olsan, yine aşk olur bana yağar, yine sevgi ve tutku olup yüreğime konarsın.

Seni anlatmaya, seni tanımlamaya bilesin ki hiçbir söz, hiçbir cümle anlam olamaz. Yarıp göğsümü avuçlasan yüreğimi en doğrum budur sevgili. Her gece ben aşkın meleklerine öptürüyorum ellerini, gözlerini ve ruhumdaki sevilerini. Usulca ilişiyorum kokuna, saçlarını avuçluyorum gecenin rüzgârıyla. Bir şarkı kondurup dudağına seni en doyumsuz ninnilerle sallıyorum nurlu ışıklarla.

Düşler derin bir kuyudur sevda bakışlım. Kendi kıyısında bu yüzden çiçekler büyümez. Ben asırlarca derinlerinde kalsam bu yürek senden başkasında gülmez. Suskunluğumun delirmiş ırmaklarını avuçladıkça sen yücelir bu sevda, kemirir gönlümüzü özlem, ama asla öldürmez. Sensin güneşim, sensin gönlümdeki tek ereğim, sensin sonsuzluğuma ışık tutan kutsal fenerim.

Araladıkça takvim yapraklarını sıcacık bir bakışla sokulursun gönlüme işte yar. Gelip geçen onca yılın yüceltisinde seni benim için evrene ışınlayan o yüce dokunuşa diz çöküp şükranlarımı sunma vaktidir bugün. Doldurup mutluluk şarabını aşk kadehine kana kana içmek vaktidir bugün. Seni sevmelerin o serin ırmaklarına atılıp yurduna gelmek vaktidir sevdiğim. Bütün çölleri yalın ayak geçip seninle bir sevince uyumak vaktidir gülüm.

Anla ki gül dudaklım, unutma ki aşk bakışlım, bil ki sevda yüreklim, ne kadar uzak olursam olayım, aslında o kadar yakınım sana. Ne yaşarsan yaşa, ne yaparsan yap içimdeki o asil uhde oldukça sen benden hiç uzak olmayacaksın. Seninle yaptığım yolculuklarda hep var olacaksın. Biriktikçe içimde arzunun titreten fitili ben savruk bedeninin vahalarında kendimi kaybetmekten korkarım. Sen içimde yoksan, bu yüreği beş para etmediği için köpeklere atarım.

Selahattin Yetgin
Kayıt Tarihi : 31.1.2015 13:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Ruhumuzun infilaklarından kendi resmimizi taradıkça ve ömrümüzün uzak yolculuklarında birbirimizi kavradıkça özlemli bir düşünüşün tarumar içlenişleriyle sararız eskimiş resimlerimizi. Sevda kendi dalını arayan kuşlar gibi, kendi sularını tarayan kulaçlar gibi içimizdeki en varsıl yaşamak andıdır aslında. Yüreğini yaşama serebilenlere…

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Selahattin Yetgin