Kalbimde ismi okunmayanların,
Gıyabi cenazelerini taşıdım içimde.
Nasıl bilirdin diye sordular ruhuma,
İyi bilirdim de, kendime yalan söyleyemedim.
Sustu dudaklarım, ölüye saygıdan,
Ama içimde ağıtlar büyüttüm.
Ruhumun en kuytusunda mezarlar kazdım,
Ellerimle gömdüm suskunluğumu.
Üzerine toprak serpmeden önce,
Eski şarkılardan bir mısra fısıldadım,
Biraz Attilâ İlhan’dan, biraz Cemal Süreya’dan.
Ölüler şiir sever mi, bilmiyorum.
Kırk gün geçti sandım,
Oysa zamanın kırkı çıkmamıştı.
Unuttum zannettim, yanıldım,
Sustu sandım, hayır, susturamadım.
Meğer bazı acılar sonsuzmuş,
Matem renginde saklı bir ömürmüş.
Rengârenk hatıraları karalara sardım,
Gözlerimin içinde bir siyah, bir boşluk.
Gönlümün bahçesinden eski kokular yükseliyor,
Buram buram, belki biraz hüzün, biraz hasret.
Cehennem korundayken özlemek,
Kendi içinde yanıp kül olmakmış.
Ve şimdi ellerimde bir hiç,
Avuçlarımda senden kalan son nefes.
Basri Erdoğan
Kayıt Tarihi : 16.3.2025 22:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!