Ne tür bir ızdırap bu yüce Tanrım
Hiç suçum olmadan sürekli günaha battım
Duvarlar bile konuşmuyor artık benimle
Korkularımla ben bir başıma kaldım
Güneşi vurur pencereme yalancı bir yazın
Benim dört bir yanım yara ve nasır
Diksem de söküklerini o geçmiş yılların
Acısı oturur yüreğime sanki bir asır
Geç kaldık sevgi dolu anıların hatırasına
Bir bankta konuşmuştuk imkansızların inadına
Ay ışığında parlayan iki göz canlanır zihnimde
Ben bir kırgın çiçektim inanamadım sevgine
Umudumdu bekledim gençlik taşan damarlarımda
Düşledim düşündüm inanamadım iyiliğin gölgesine
Yalnızdım alıştım desem de arsız gönlüme
Bir odada birkaç mumla o çirkin şarabın tadını aradım
Kayıt Tarihi : 6.4.2025 01:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!