Hani nerde bahçemde esen sevda yelleri.
Yıllar var göremedim bu bahçede gülleri.
Her seherde zikrine çağırıp bülbülleri.
Bir kaside misali dile düşer şu gönlüm…
Zaman dokunup geçer, sevdanın gam teline.
Gizli bir hayal ile yaş dolar gözlerime.
Kül olan suretini alarak ellerine.
Bir kuru yaprak gibi yele düşer şu gönlüm…
Gözlerimde sızlayan dertlerin en koyusu.
Boşa çırpınma gönül bu bir Yusuf kuyusu.
Belki buradan geçer bu kervanın sürüsü.
Diyerek; sevdasıyla çöle düşer şu gönlüm…
Aldatan mı aldanır sevdanın çehresine.
Yoksa aldanan mı yar, derdin bir katresine.
Her seherde bir güle feryat edercesine.
Can sırrını söyleyip ele düşer şu gönlüm…
Bir züleyha beklerim tutacak ellerimden.
Ona ölümsüz bir aşk sunayım çöllerimden.
Usul usul geçerken şu Kenan illerinden.
Anlatamaz derdini köle düşer şu gönlüm…
Artık yaklaşmaktadır bir sonun sonbaharı.
Beni de alır elbet toprağın kara bağrı.
Derdine ortak olur hiç sebepsiz bir ağrı.
Ahh! Bile diyemeden yola düşer şu gönlüm…
28.10.08
Yusuf MescioğluKayıt Tarihi : 10.6.2009 12:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ona ölümsüz bir aşk sunayım çöllerimden.
Usul usul geçerken şu Kenan illerinden.
Anlatamaz derdini köle düşer şu gönlüm…
Tebrik ediyorum....
TÜM YORUMLAR (1)