Gönlüm, Gönlünde Kaldı Serbest

GÖNLÜM,GÖNLÜNDE KALDI Serbest
Sana bu mektubu,
Ay ışığı balkonda yazıyorum.
Bir tanem, nur tanem,
Hani,
Gelmek istemiştim, gelme demiştin,
Sevmek istemiştim, sevilmemiştim ya,
Hava kel ayaz.
Gözlerini kırpıyorlar yalnızlık halime,
Ağlayan yıldızlar.
Çoktan uykuya vardılar koyun, koyuna sevdalılar.
Yuvalarında, sevişiyor börtü böcek.
Dudaklarım tir tir titriyorlar,
Kalemi zor tutan, ellerim kadar
Dudak izlerinden nakışlanan bardağa,
Kırmızı şarap dolduruyorum,
Silme baş döküle siye.
Yine, şerefine kaldırıyorum bardağımı,
Fon dip yapıyorum,
Hayalinle sarhoş oluncaya kadar.
Hem de körkütük, hiç olmadığım kadar.
Yaşamım,
Seninle anlamlı, seninle mutlu olacaktı,
Dilimde ismin,
Ağzımda nefesin,
Kulağımda sesin.
Genzimde kokun,
Yüreğimde sevginle.
Bir kalp, tek vücutta birleşecek tik hani,
Bu arzularımız gerçekleşmeden,
Yittik biri birimizden diyar diyar,
Biliyorsun sayılı günlerim,
Rica ediyorum, hatta yalvarıyorum,
Sende kalan hatıralarım,
Gözlerim gözlerinde gönlüm gönlünde kaldı,
Turnanın kanadına asta gönder bana.
Yanımda götürmek istiyorum mezarıma.
Artı koparmıyorum, takvim yapraklarını,
Okuyorum son kopardığın yaprağı.
30 Haziran 1965 yazı lise mezunu olmuştuk.
O güzel günlerimizi anımsattım sakın ağlama,
Dünyayı yakarım, bir damla göz yaşına,
Bozma pembe hayallerini, efsununu, büyünü.
Biliyorsun,
İnsanlar da evrim geçirirler,
Yalnızlıktan, mutsuzluktan, kurtulmak için.
Tek kalıcı olan, mazimiz den geriye,
Umutsuz hayallerimiz, içimizi kemiren anılarımız...
Gözyaşlarımızın ıslattığı,
Hatıra defterlerim izle, fotoğraf albümlerimiz.
Sarı sarı sayfaları, yırtık, pırtık uçları...
Öksüz, masum baktıklarında bizlerden yana,
Pınar olur akar kanlı gözyaşlarımız.
Sel olup karışırlar ırmaklara, ummanlara…
Bir tanem bir tanem… Nur tanem nur tanem...
Çıkmayan canda bir umutla bekleyeceğim,
Gözlerim yollar da, kulaklarım seslerde sonsuza kadar.
Tükenmeyen bir sabır, bitmeyen bir umutla...
30. HAZİRAN. 2015
FAHRİ BULUT RIZAOĞLU