Ezel meclisinde dem sürdü devran,
Kadeh-i ömrümden bir yudum düştü.
Felek çemberinde dönerken cihan,
Levh-i mahfuza alın yazım düştü.
Serv-i nazım sallar kamet yayını,
Zülfüyle örterken ruh-ı payını,
Leyli vü Mecnun'un aşk sarayını,
Gönlüm ev eyleyip sağıma düştü.
Âyîne-i devrân gösterdi yüzüm,
Şem'i aşkın yandı, eridi özüm.
Pervane misali döndükçe gözüm,
Yanmaktan gayrısı canıma düştü.
Bâd-ı sabâ ile savrulur ömrüm,
Çâr köşe âlemde dolanır gönlüm.
Her nefeste biraz azalır ömrüm,
Kervanım yüce bir dağıma düştü.
Saki-i devrandan mey nûş eyledim,
Ömrün kadehinden ben cûş eyledim.
Aşkın ateşiyle ben hûş eyledim,
Kara zülfüme ak hâle düştü.
Saki, doldur kadehi mey sunarak,
Felek çarkı döner devran kurarak.
Lal dudaktan bade içtim kanarak,
Aşkın şarabından payıma düştü.
Gül mevsimi geldi, hazana erdim,
Ömrün yazını yarıda gördüm.
Beş kez yedi yılı devirip sürdüm,
Kader defterine yazım da düştü.
Der ki Oğuzhan'ım, felek bâbında,
Ömrün kervanının tam ortasında.
Kırklar meclisinin eşik taşında,
Gönlüm bir hoş hâle, gülzâra düştü.
Kayıt Tarihi : 21.11.2024 19:09:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Icindeki bazi kelimeler osmanlıcamiydı
TÜM YORUMLAR (1)