Yazmak mıdır aslolan yaşamak mı
Bir türkünün ahenginde salınmak
iki göze dikip bakışlarını
Anlamsızlığında anlam taşıyan satırlarda dolaşıp
Sessiz sakin bir hikâye okumak
Sınırsız uzunluğuna sığınmış sanal denizin
Tam ortasında bir ada yürek sesinden
Dalgalar yakasından tutar segâh makamında şarkıyı
Gecenin karasında alevlenmiş papatya
Israrla rotasında giden gemi atmış korkuyu
Kar mı yağmış vadiye, neden beyaz
İki kar çiçeğine sığınmış bahara özlem isyanı
Geceyi yırtmak istercesine bir direniş açılmış bayrak bayrak
Mehtabın avucunda gülücüksüz ve hüzünsüz dudaklar
Ve alevler geceye saçılır yaprak yaprak
Şahmeranın koynundayım her gece
İnsan zehre bu kadar mı müptela olur
Gözlerimde ısırık izleri, her hücrem uyanık
Yollar boyun bükmüş
Hasretim yanık
Hep aynı mecraya dönüp dolaşıp akan sular
Bazen çırpındığım bazen tutunduğum mutlu uykular
Senden nasıl vazgeçerim ey gece
Küsmez mi darılmaz mı
Her gece mısralarımı diktiğim yıldızlar
Ne güneşi beklerim sıcak
Ne bir mehtap ararım bakışlarımı ısıtacak
Es ey ruhumu mesken tutmuş rüzgârım
Savur saçlarını üşümüş yüreklere
Yarınlarımız değil mi dünlerden kalan tek yadigâr
Gerçeğin dışına taşmış gerçek
Saatler durgun
Sadece kendisinin farkettiği iç çırpınışlarım
Gülümse artık
Gülümsemeyi öğrensin dudaklarım
Dalgalara hükmüm yok
Bırak alıp götürsün en mutlu olduğun yerlere
De ki en kırmızısından güllerdir yüküm
Bulur uzatırım her defasında bir tane
Gönlü yalnız öykülere
Kayıt Tarihi : 25.4.2011 11:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!