Eğer birgün bana kin, öfke duyarsan,
üzülmemi, kahrolmamı istersen,
fazlaca düşünüp, yorulma.
'Bitir öyleyse'
de, ve çek git yaşamımdan...
İçime işleyen,
yarası iyileşmeyecek,
en ağır cezayı vermiş olursun bana.
Aşkın ve aşığın gözü kördür derler ya, doğruymuş.
Ne zaman kendimi kaptırsam,
dolu dizgin kulaç atsam sevda denizlerinde,
senden uyarı alıp, kendime geliyorum..
Ancak, bir süre sonra yine koyuveriyorum ipin ucunu.
Keçeyi salıyorum suya, çıkan yerini taşlıyorum.
.
Benim gönlüm pamuk ipliğiyle bağlı,
ya da çok ince cam gibi şimdi...
Küçücük bir dokunuştan korkmaktayım..
Düşlerim, gerçeklerim,
düşüncelerim, sevgim, öfkem,
hiçbir şeyim normal değil ötekilerce.
Sevdanoyak biri,
ya da 'Nanik Depresyon' hali...
Depreştikçe, nanik yapıyorum yaşama..
.
İsrediğim bir ermiş, evliya sevdası..
Yunus gibi, Mevlana gibi...
Seversin, sevdiğine yaklaşamazsın.
Dokunamazsın, bedenine bakamazsın.
Ruhâni, manevi bir sevda..
Ruhlara, gönüllere herşey serbest,
bedenler yasak...
Sonsuzluğa erdiğinde yaşarsın gerçek sevdayı.
Ruhlar gereksiz şeylerden arınır,
uzayın derinliklerine doğru kanat açar...
Birbirinin çekim alanına kapılarak,
birbirini bir sis, bir ışık gibi görerek,
ya da yalnızca hissederek,
ve yine uzaktan severek,
yol alır evrenin derinliklerine.
Tabulardan, cinsellikten,
dedikoduculardan korkular silinir.
Günâhı bilmeyen ruhlar
bulutların arasında
iki kelebek gibi uçar özgürce....
Bizim yıldızların, gezegenlerin çevresinden
dolaşmamıza da gerek yok sevgili...
Süzülür, deler; içlerinden geçeriz her birinin..
Ellerimizle yakalarız
gökgürültüsüz şimşekleri...
Yağmurlara sarılıp,
gökkuşağıyla kurularız birbirimizi...
Güneşle boyanan yüreklerimiz,
ayışığında yakomazlarla parlar...
Ara bir yolumuz o dünya denilenen
harap, döküntü hana rastlarsa,
sesleniriz sevenlere:
'Ey fâniler! ! !
Bu yaşam ve siz geçisisiniz.
Gereksiz şeylerle uğraşmayınız.
Bedenlerinizin kölesi olmayınız..
Seviniz, uzaktan da olsa seviniz...
Biz canlıyken ruhumuzla sevdik,
ve hiç ayrılığı yaşamadık...'
.
Affedersin sevgili,
seni üzmeye hakkım yok.
Günlük alışkanlık işte, bağımlılık.
Yazmadan duramadım,
başlayınca da, abukladım..
Bağışla lütfen, ve sus..
Bir şey söyleme, sen söyleme....
.
(sen söyleme-31)
14/04/2005
Nesrin GöçmenKayıt Tarihi : 21.4.2005 07:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
dolaşmamıza da gerek yok sevgili...
Süzülür, deler; içlerinden geçeriz her birinin..
Ellerimizle yakalarız
gökgürültüsüz şimşekleri...
Yağmurlara sarılıp,
gökkuşağıyla kurularız birbirimizi...
Güneşle boyanan yüreklerimiz,
ayışığında yakomazlarla parlar...
Ara bir yolumuz o dünya denilenen
harap, döküntü hana rastlarsa,
sesleniriz sevenlere:
'Ey fâniler! ! !
Bu yaşam ve siz geçisisiniz.
Gereksiz şeylerle uğraşmayınız.
Bedenlerinizin kölesi olmayınız..
Seviniz, uzaktan da olsa seviniz...
Biz canlıyken ruhumuzla sevdik,
ve hiç ayrılığı yaşamadık...'
******************
Sevgi budur işte. Ölümsüz, geniş, derin ve yüce. Tanrının insana verdiği en büyük güçle, ruhla sevmek, ruhları sevmek.
Çok derin anlamları olan, insanı alıp, sezdirmeden bir yerlere taşıyan , güzel bir şiir. Duygu ve sevgi yüklü......
Kutlarım efendim, Sevgiler, saygılar...
Mehmet Nacar
seni üzmeye hakkım yok
cok güzel dizeler yüreginize saglik kusura bakmayin nesrin4 linki sizemi ait sevgi ve saygilar
tebrikler Nesrin hanım..
saygı ve sevgiler
TÜM YORUMLAR (7)