yaşamak zor iş anne. tutunmak hayata ucundan kıyısından,
elindeki güzelliklerle yetinip ve belkide onları daha da güzelleştirmek zor iş.
nasıl bir bencilliktir yaptığım biliyorum. gücüm yetmedi yaşamaya anne.
yalnızlığa gücüm yetmedi.çınar gibi dimdik durmam yetmedi.
içimdeki çıkmaz sokaklarda kayboldum...
hiçbirşeyi beceremeyen, ezbere bir hayat yaşayan bir insan olduğumu kimseye söyleyemedim.
içimdeki yaraları kendim sararım sanıp sustum.
onuda beceremedim anne.
sana şimdi nasıl bir evladın vardı onu anlatmak değil derdim...
ama kendime bile yetemedim...
sana evlat olmayı,hele de senin istediğin gibi olmayı hiç beceremedim.
yetmedi gücüm anne...
hiçbirşeye...
bugün doğumgünüm anne.
bugün doğduğum gün, son günüm anne.
seni acıtacak gidişim, yokluğum, seni bir daha sevindiremeyecek-kızdıramayacak oluşum
biliyorum
ama
bir daha da kimse benim için yakmayacak canını mesela.
mesela bir daha uyumsuz demeyecekler bana yaşadıklarımı bilmeden.
insanlardan neden kaçtığımı ama bir okadar da içlerinde göründüğümü sorgulamayacaklar.
hiç kimsenin bir hayal kırıklığı olmayacak benden yana...
kimse değil de anne,
en çok bu güçsüz hallerim seni hırpaladı ya,
senden çaresizliklerimi gizleyemedim ya,
inan ki ona yanıyorum.
oysa taş gibi dimdik dururdum ölüm acısında bile.
dayanağın, tek güç kaynağındım.
ilk gözağrın, son umudundum.
hatırlarmısın anne, ne zaman başımı önüme eğsem
ya bir suç işlemiş olurdum, yada içten içe ağlıyordum.
sen sarıldığında da sanki bir anda geçip gidiyordu zaman
ve ben kanayan dizim dahil tüm acılarımı unutuyordum.
uslu bir çocuk olmadım, ama seni incitmelerine çok neden oldum.
hani umursamaz, sorumsuz, hani dağınık derdin ya hep...
maskelerim vardı benim anne.
umursadığımı belli etsem daha çok kırarlardı.
hayat öyle çok yük bindirmiştiki omuzlarımıza
yenilerini vermesinler diye sorumsuz göründüm.
dağınıktım...çünkü ne zaman ben eşyalarımı toparlasam
içimdeki harabe biraz daha sarsılıyordu ve ben bir yıkımdan daha korktuğum için yaşanmışlıklara dokunamıyordum.
şimdi ağlıyorum anne...
kıyamazsın biliyorum.
ve ilk defa saklamıyorum senden gözyaşlarımı.
ellerim titriyor.
yaşanmışlıklarımın biriktiği yerde toplanıp gözyaşlarım beni boğuyor anne.
nefes alamıyorum.
neler söylemediler ki bana anne.
melankolik,depresif, ve hatta şizofren...
anlatamadım anne.
ama bugün
kime ne anlatmak istediysem
neyse konuşamadıklarım
bir bir yazıp gidiyorum...
biriken sessizliklerimi alıyorum,yalnızlıklarımı...
neyim var neyim yoksa
bir yangın gibi alıp gidiyorum anne.
affetmezsin biliyorum.
ama amaçlarımı yitirdim anne. ne için, neden uğraştığını bilmeden koşturunca insan
nasıl yorulur bilirsin...
kendime dair hayallerime bakıyorum.
nasılda başkalarına adalı yaşamışım bu hayatı.
ilk sırayada seni koymuşum.
şimdi vazmı geçtin dersin sen,
senden vazgeçmedim de
her damla içkimde biraz daha kendimden geçiyorum.
ayık bir günüm yok artık anne...
ben hergün heran deliler gibi içiyorum.
acım dinsin, geçmiş silinsin, unutamayıp yara diye biriktirdiğim ne varsa uyuşsun diye
hergün heran içiyorum.
ilk başlarda işe yarıyordu anne.
biraz daha dingin, biraz daha sakindi hallerim.
şimdilerde
her yudumumda kendimden tiksinir oldum.
bana yakıştıramadığım bir benle yaşamak nasıl bişeydir anlatamıyorum ki.
ama her aldığım nefeste ölüyorum anne.
kendimden her an biraz daha uzaklaşıp, adımlarından kalan izleri görmeye çalışıyorum
ama ne kendimi nede yolu göremiyorum.
sen nerde yanlış yaptın biliyor musun anne?
beni böylesine sevgiye alışık büyütmeyecektin.
sen ellerinde narin bir çiçeğe dokunur gibi bakıp büyüttükten sonra
nasıl dallarımı kırdılar
yapraklarımı koparttılar
nasıl hoyrat rüzgarlara bıraktılar beni
bilmedin.
ben hiç birşey beklemedim hayattan anne, SEVGİ dışında.
ama ya tükenmek üzere sevgiler geldi çarptı camlarıma
yada yalandan bir bahar dalı bırakılıp gidildi avuçlarıma.
herneyse
artık neyin kalıp neyin bittiğinin de bir önemi yok.
çünkü ben bittim.
hep derler ya sen bu satırları okurken diye başlayan mektuplarda,
aynı o şekilde başlıyorum ama sonu farklı bu defa.
sen bu satırları okurken ben seni görüyor olacağım anne.
ve gözyaşlarından öpeceğim.
yüreğin kaldırmayacak biliyorum,
zaten senin kadar da kimse sevmedi beni anne.
yetmedi mi diyeceksin,
utanarak cevap vereceğim
başım önümde
yetmedi...
ben bana yetemezken bana hiç birşey yetemezdi...
ölmek nasıl bişeydir anne?
yakıştıramazdın ağzıma ya,
baktım şöyle bir uzaktan kendime
yakıştı be anne.
ne çaresizliklerim
ne boşa çırpınışlarım
ne sizin beni başarılı sanışlarınız..
hiç biri böylesine oturmadı üzerime...
yüreğimde sen
ciğerimde hiçbirzaman aslını öğrenemeyeceğiniz bir yangın
ve ellerim her zamanki gibi boş
gidiyorum.
affet anne ne olur
ben artık
o bataklıkta nilüfer olarak yaşamaya
dayanamıyorum...
Kayıt Tarihi : 11.8.2009 21:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!