Doğunun hüsran şehri Bitlis
Kuşluk vakti esrarengiz vahşetin çağrısı
Kuşlarda konuşmayan hiçbir canlı
Bir kasırga devranda dalgalanma
Mühürlenmiş beyinleri kalpleri kemterlerin
Babalar onbeş yaş erler
Kafkas Yemen Galiçya çanakkale cephesinde
Suni bir gurüh harami
Granit sertliginde geliyor
Masum mahsun şehir ahalisini
Hunharca barbarca katlediyor
Hangi yürek dayanır bu sahneye
Gökten inecek yardımı istemeden
Şerbetini içiyor şehitligin
Siperlerde yaylım ateşi
Düşerken sırlı kurşun
İnliyor vuruşlarla meydan tekbir sesleri
Gökyüzü gülüyor serinlik veriyor
Geldi çünkü said nursi askeri Bedirdeki arslan gibi
Kaçıyor helyosta komita
Harabeye döndü şehit şehir
Kanlar dondu acı başladı içlerinde
Ama zaaflıga yer yok
Kabaran uğultu kurtarılan şehrin yarısı
Kokarcadan beter psikomatlar
Güdülenmiş kıızıl suyun çanagında
Merhamet dolaşmaz damarlarında
Namağlup geldiler Nursinin Şahinleri
Ateş gülleriydi herbiri şehitlerin
Savunmasız kimsesiz canlara nasıl işkence ettiniz
Elebaşlar üstünkörü madrabazlar
Manzaranın dehşetinden
Taş bastılar sinelerine Nursiler
Matem var artık sonu gelmeyen
Kayıt Tarihi : 19.9.2006 20:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!