-Yüreğimizin bodrum katında
Işıklar sönük-
Gıcırdatmadan kapatmışken akşamın kapısını
Uçurumlara bakan pencereler açık kalmış
Gece dökülüverdi üzerimize
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Nemli bir hüzün akşamdan kalan, dugularımızdır
gözyaşında sel olan... Bir tutam yürek, bir avuç
hasret, karanlık geceler sabahın aydınlığına
varacaktır elbet. Ve yüzler gülerken insanların
ruhu huzurla dolacak; vur patlasın çal oynasın
yarının en güzel günleri bizim olacak. Çok derin
izlerle çizilmiş ruhsal tablonun gizemi. Başarılar
başarılar... ( ++ )
Bilinmezlikler ve umutsuzluklar...... Yaşamımızın birer parçası.....
Hesap sormak var sırada..... Ama kimden? Yaşananların çoğunun faili meçhul.... Bütün suçlar gibi....
Aydınlığa özlem..... Kim aralayacak umut kapısını......
İçsel ve düşünsel sorgulamanın üst düzeyde olduğu çok güzel bir şiir okudum Canan Hanım.... Şiir düşündürüyorsa şiirdir bana göre.....
Sizi ve şiirinizi içtenlikle kutluyorum...... Sevgilerimle...... Saygılarımla.......
Şiirin bazı bölümleri gizemli…
Ama sevgi daima umuttan yanadır. Bazen her şey kapkara olsa da en küçük pırıltı aydınlatır yüreği. Yeter ki sular bulanık akmasın yani sevgilere kıyılmasın, umutlar yok edilmesin. Yarın yakın. Sevgiyle kutluyorum.
canan hanım,
en son dizede sorduğunuz 'şimdi kim yakacak ışıkları?'sorusunda başlayalım karanlıklar içinde yaşamı sürdürmek zordur elbette...ama asıl zor olan aydınlık güneşli günleri birlikte var etme mücadelesidir...benlikler bir tarafa bırakılıp biz olarak yaşama sarılıp gerekenleri yaparsak o zaman isimsizi de isimlendirmiş oluruz.....
emeğinize yüreğinize sağlık...yine sorgulayan değerli bir çalışma olmuş.....nicelerine...
selam sevgiyle kutlarım...saygı şiire ve şairesi kalem dostumadır...
Sayın Canan Hanım;
Karanlık Aydınlıkta Kaldı
'Işıkları isimsiz biri yakarak karanlığa aydınlık bir isim bulmuştu.
Çok karanlıktı her taraf, göz gözü görmüyordu,
Karmaşa hastalığına henüz daha çare bulamamıştık.
Bulanıktı beyinler, vicdan sarmalı dönmüyordu.
Akıl ile vicdanın bağı kopmak üzereydi.
Yaktı biri ışıkları karanlık aydınlıkta kaldı...'
Önder Karaçay
Karanlık Aydınlıkta Kaldı adlı şiirimi bu güzel şiirinize hediye etmek istedim.
Umutların aklanamadığı sular ve yanmayan bodrum ışıkları...
Ramak varken kaçırılan bir sevgi treninin kaçırılışının pencerelerden seyredilişi gibi. Oysa öylemi olmalıydı nice gül bahçelerinde büyütülmüş lalezar güzelliğinde aşk böyle karanlıkların dehlizlerine mi salmalıydı yüreği ve duygu sağanaklarında ıslanmalımıydı sevgili? Ve aşkın ardında koyduğu tortu izleri...
Mükemmel bir şiirdi Canan Hanım Kutluyorum...++
Alt bilincimize tıktığımız,onca yapamadıklarımız.Öylesine karanlık.Uçurumlara bakan bir pencerede ellerimiz kayıp.Hani bulabilsek ellerimizi.Uzatsak birbirimize,bir tutam aydınlık için.Yarınlara bir isim bulabiliriz sanırım.Güzeldi.Kutlarım.Nicelerine.Saygılar.
Oysa masallar vardı delicesi mavilerle süslü
Baharın kollarında bekleyen rengârenk çiçekler
Ve ışığı solumak vardı ciğerlerimize kadar
Ellerimizi uzatıp ta gökyüzüne
Parçalamak vardı karanlığı
-----Canan hanım umudun içinde umut var , mutlaka her karanlığın sabahı vardır ,nakış nakış işlenmiş şiir ,bahar çiçekleri gibi ,kutlarım saygılar sunarım .
Ah! O sevilmeye beş kalalar...
Boş kalan ellerin hangi duvara tutunacağını bilememeler...
Büyütüp özlemle, hasretle umudu... sonra da tavana asıp, karanlığa, dipsiz kuyulara düşüp kalmalar...
Hangi sevda vardır ki üstüne düşen lekeyle çıkar sokağa!
Hangi kaldırım taşır üstündeki aşk yükünü!
Hangi yürek dayanır sırasını bekler gibi bekleyip 'hadi güle, güle' hafifliğinde yolcu edilmeyi!
Adı nedir bunun? Kim koydu, kim silecek...
Harika... 'İsimsiz' hüzünlerin sıradışı şiiri bu... İçtenlikle kutlarım Canan Hanım..
Sayın şairimizin bu şiiri.., yüreğin ışıkları sönük bodrum katı karanlığında yazıldığı belli... Üstelik gece...O nedenle belki ismi görülmüyor ama şiirin sesi çok net duyuluyor...Yarın güneş doğacak ve belki gün ışığı bodrum katına da sızacak ve ismi de gözükecek...
Umut yarında...
Çok güzeldi sayın Canan Akpınar...
Kutluyorum...
Bu şiir ile ilgili 52 tane yorum bulunmakta