Herkes yürür bu yollarda,
Ama kimse aynı ayak izini bırakmaz.
Kimisi susar,
Kimisi bağırır,
Ama her ses sonunda kendi içine çarpar.
Bir gün anlarsın:
Yaşamak, nefes almak değilmiş sadece.
Bir bardak suyu kana kana içmekmiş,
Yalnızlığın ortasında bir ses duymakmış,
Çocukken unuttuğun bir şarkının
Kendi kendine dudaklarına dolmasıymış.
Biz hep bir şey arıyoruz aslında.
Kimi zenginlik, kimi huzur,
Kimi aşk, kimi sadece unutmak.
Ama en çok da kendi gölgemizi arıyoruz.
Çünkü insan,
En çok kendine yabancı düşüyor.
Bak, ellerine bak…
Kaç kişiye dokundu, kaç şeyi bıraktı,
Kaç kez açıldı, kaç kez yumruk oldu.
Ve hiçbir el,
Kendi çizgilerini silemedi.
Şehirlerin gürültüsünde kayboluyoruz,
Ama en sessiz köy yolunda bile
Kendi içimizin gürültüsünden kaçamıyoruz.
Hep bir şey eksik,
Hep bir şey yarım.
Adını koyamadığımız bir boşluk.
Ve soruyorsun belki kendine:
"Ben kimim?"
Aldığın cevap çoğu zaman sessizlik oluyor.
Çünkü biz,
Başkalarıyla tanımlanmış hayatların içinde
Kendi ismini unutmuş insanlarız.
Ama işte tam da orada,
Bir çocuk gülüşünde,
Bir yaşlının titreyen duasında,
Bir yabancının sana bakışında
Kendini bulabiliyorsun.
Çünkü hayat,
Aslında başkasında sakladığın parçanı
Tekrar sana göstermektir.
Ve sen…
Ne kadar kırık olursan ol,
İçinde hâlâ bir ışık taşıyorsun.
O ışık kimseye görünmez belki,
Ama senin karanlığını yarıp çıkacak kadar güçlü.
İşte bu yüzden,
Herkes yürür ama kimse aynı yolu bitiremez.
Çünkü yol dediğimiz şey,
Dışarıda değil, içimizde uzanır.
Kayıt Tarihi : 5.10.2025 05:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!