GÖLGESİ
Yaklaşık üç haftadır günlük yazmadığımı fark etmiştim.Sabah yumurtaların kabuğunu soyarken aklıma geldi biliyor musun?Günlüğümün bana darılmış olacağını düşündüm,ve senin bana...
Oysa ben seni hiç ihmal etmiyordum.Ben kendimi ihmal ediyordum.Yalanın yanlışın en büyüğünü oynuyordum aslında.Önce kendimi sonra da seni kandırıyordum.Ama biliyor musun?
Sende beni,sende kendini kandırıyordun. İkimizde birbirimizi kaldırdığımızı zannediyorduk.Ben hiç dinlemediğim şarkıları en sevdiğim şarkı gibi dinliyordum senin yanında. Sende nefret ettiğin dizileri zevk alıyormuş gibi izliyordun yanımda. Oysa birimiz denize düşmüş bir masum birimiz ise sarılılmasını bekleyen bir yılandık.
Hatırlıyor musun Reşat?
Rıhtımda oturup,gemileri seyrettiğimiz o günü.
Ben tır şoförlerinin kaba saba davranışlarından şikayet ederken,sen üzerlerindeki kıyafetlerin eskiliğine üzülmüştün.Ben havaların sıcaklığından şikayet ederken,sen zorla tırı limana çekmeye çalışan şoföre üzülmüştün.Aslında ikimizde farklıydık, ikimizde farklı şeyleri düşünürdük,farklı şeyleri severdik.
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Teşekkür ederim.
Elinize sağlık değerli dostum .Harika olmuş. Sevgiyle..
Teşekkür ederim.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta