Ey mor dağların kızıllığında, mahşere giden atlı
Ne rüzgarın eser, ne tozun kalkar ardın sıra
Işık sızmaz, yıldızlar görünmez sanırsın penceremden
Sürgülü parmaklıklar ardına çökmüş beklerim
Çakal uğultusunda daha bir bilenir yüreklerim
Kuduz kedinin kuyruğuna teneke bağlamış haşarı çocuk gibisin
Meydanı hep boş, hep senin sanırsın
Bu kin
Bu nefret
Bu düşmanlık ne
Yapılan bunca eziyet nedendir
Özgürlüğü demir kafeslere kilitlersen eğer
Tunçtan yapraklarını döker söğüt
Kabarır damarım
Yürekte cenk başlar ki, etme!
Bir gölge oyunudur şimdi ihanet
Köşe başı kuytuluğundamıdır zaman
Türküleriniz midir o şakıdığınız zifirin
Serçe beyninizde yapay zaferin
/Bir insanın ruhu fahişeliği meslek edinmiş ise eğer,
Her gördüğü viraneden zevk alır;
Bilmez ki geriye kirlenmişliği kalır! /
*
İçimde yanan nurun ışığında öyle güzel,
Öyle kutsalsın ki özgürlük/
Yolumuz açık
Mustafa Kemal ile Cumhuriyet aydınlığında yanar meşalelerimiz.
Bülent Baysal
19 / temmuz / 14
Kayıt Tarihi : 20.7.2014 16:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tunçtan yapraklarını döker söğüt
Kabarır damarım
Yürekte cenk başlar ki, etme!
Anlam ve anlatım olarak kusursuz bir şiir. Kutluyorum güçlü kaleminizi.
TÜM YORUMLAR (45)