Bir zamanlar ışığın bile ÜRKMEDİĞİ
o küçük sokaklarda oynardık;
şimdi aynı sokaklar,
sanki unutulmuş bir masalın
kararmış SAYFALARI gibi önümde duruyor.
Gökyüzü, paslanmış bir fener gibi SOLUK,
evlerin duvarları soğuk birer MEZAR TAŞI;
zaman, ellerini uzatıp
duvarlardan ince bir toz gibi dökülen
hatıralarımı YOKLUYOR.
Gecenin omuzlarında yürürken
çocuk seslerinin RUHLARI dolaşıyor etrafımda—
duyulmayan kahkahalar,
yarım kalmış oyunların küskün YANKILARI…
Sanki hepsi, görünmeyen bir kapının ardında
bana bakıp SESSİZCE ağlıyor.
Bir sokak lambasının sarı titremesinde
tanıdık bir GÖLGEYE rastlıyor gibi oluyorum;
ama yaklaşınca anlıyorum ki
bu sadece geçmişten kalan
bir HAYALETİN son nefesi.
Rüzgâr, eskiden bize eşlik eden
o masum koşuşturmayı değil,
şimdi yalnızca unutulmuş İSİMLERİ fısıldıyor.
Her esişinde birer birer sönüyor
çocukluğumun karanlıkta kalan KANDİLLERİ.
Ve ben biliyorum:
Artık o sokaklar
bizim değil—
çocukluğumuzun ruhlarına ait
sessiz bir MABED sadece.
Her adımda biraz daha çöker içime gece,
biraz daha ağırlaşır ZAMAN;
çünkü karanlık,
bıraktığımız yerde büyümeye devam eder
biz UNUTTUKÇA.
nefes nefese koşuyordu çocuklar,
çocukluğum ve ben ....
gecenin karanlığında ...
Ali TAŞKALE
İZMİR
Kayıt Tarihi : 21.11.2025 18:34:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!