Yalnızlıktı karanlık ve sessizlikti yalnızlık
Işığın doğduğu andı hüküm, hakikate ol dendiği andı…
Önce Ulu bir hükümran gibi duruyordu karanlık gece!
Sonsuzlukta bir yürek gibi hâkimdi kendine
Taki… Işığın varlığına dek.
Kâinata açılan yolun şahadeti oldu aydınlık!
Gidemediği yere
kardeşiydi yeten
sonsuzluğun sırrı
Sırların hâkimi ebedi karanlık!
Erdemiyle; yüceldi hakikat doldurdu sonsuz boşluğu!
Boşluk; manaya yöneldi ve kuşandı anlamı.
Gören gözlere, işiten yüreklere yüklendi
Yaratan adıyla ol dendi hakikat.
Hakikat, yaratanın adıyla söylendi!
Karanlığa, kalırsa aklın yolu ışığı görmeyenler için
Sonsuz bir boşluktur o doldurur korku yüreklerini.
Gözler neye yarar o zaman, şahit olmayacaksa!
Yaratana şahadet için
kâinata bakıp
hayran hayran.
Düşünerek, göremediğin şu aklına kadar girecek
Rahmetin aşkıyla yanan gören gözleredir gerçek.
Hiç mi bir anlamı yok birbirini tamamlayan?
Gözüne serilmiş kâinat kat kat süslenmiş.
Oysa göremediğin ne çok şey var manada
Karanlıkta neyi arar
aklı körelmiş
yüreği nasır tutmuş insan?
O perdeyi kaldırmak için karanlığın içini
Didik didik ederler gören gözündür bu inat.
Bir gölgedir onlar! Işığın, bir su gibi içtiği
Akılları alınmış, boşluktur hayalleri
O sonsuz karanlığın içindeki gölgelerin.
Kayıt Tarihi : 24.8.2013 00:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!