Gölgeler Karanlıkta Görünmez...

Ergin Erol
88

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Gölgeler Karanlıkta Görünmez...

Gölgeler soluktur
soğuktur gölgeler

Nasıl sövülür bilmem ki
geçmişe bakmadan,
gelmişe

yarenimiz olma artık sabır
takılacak tırnak ta
kalmadı dişe

-Farkındamıyız ki zamanın?

Dünler, ah o dünler
dünler unutulan günler
Dünde vardı
bugün de var gölgeler

canımı yakar
hayallerimi yıkar
boğazımı sıkar gölgeler

-Çarkındamıyız ki zamanın?

Günler, ah bu günler
bugünler zifir günler
Dünde vardı
bugün de var gölgeler

kalleştir
kahpedir
sahtedir gölgeler

Umutlarımızı da
alamazsınız ya ellerimizden

Nereden bileceksiniz ki siz
gökyüzündeki yıldızlar kadar
fazlayız biz

Gölgeler peşimde
nereye giderim bilmeden

bir kere bile
söyleşmediler benimle
aynı dilden, aynı telden

Tanırsınız mutlaka
biryerden;

aslını bil-mez
süründüğünü gör-mez
aydınlığı sev-mez

Sığınır geceye,

Karanlıkta,
Görünmez Gölgeler....

Eskişehir/19.11.2009

Bu şiirin hikayesi:

ABD’ deki KARAGÖLGE’ ye.
Eğer bir ülkede gölgelerin boyu insanların boyunu geçmişse, o ülkede güneş batıyor demektir...Kızıldereli Atasözü

Ergin Erol
Kayıt Tarihi : 19.11.2009 17:19:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


ABD’ deki KARAGÖLGE’ ye Eğer bir ülkede gölgelerin boyu insanların boyunu geçmişse, o ülkede güneş batıyor demektir...Kızıldereli Atasözü

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Muzeyyen Baskir
    Muzeyyen Baskir

    SESLENİŞ

    Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık. Babamız, sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.

    Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mum ışığında bitirirdik kitaplarımızı. Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya. Ecelsiz öldürüldük. Dövüldük, vurulduk, asıldık.

    Vurulduk ey halkım, unutma bizi...

    Yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler takıldı. İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez. İsteseydik, diplomalarımızı, mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık. Mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık. Yazlık kışlık katlarımız, arabalarımız olurdu. Yüreğimiz işçiyle birlikte attı. Yaşamımızın en güzel yıllarını birer taze çiçek gibi verdik topluma. Bizleri yok etmek istediler hep. Öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

    Fidan gibi genç kızlardık. Hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı göz bebeklerimizden. Yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında, işkencecilerin acımasız ellerine terk edildik. Direndik küçücük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla. Tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi, taptaze inançlarımızı fırlattık boş birer eldiven gibi. Utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden. Hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi...

    Ölümcül hastaydık. Bağırsaklarımız düğümlenmişti. Hipokrat yemini etmiş doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acınmaksızın. Gelinliklerimizin ütüsü bozulmamıştı daha. Cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı gibi savrulduk. Vicdan sustu. İnsanlık sustu.

    Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

    Kanserdik. Ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde. Uydurma davalarla kapattılar hücrelere. Hastaydık. Yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki. Bir buçuk yaşında kızlarımızı öksüz bırakmazdık. Önce, kolumuzu omuz başından keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attık önlerine. Sonra da, otuz iki yaşında bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.

    Öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

    Giresun’daki yoksul köylüler, sizin için öldük. Ege’deki tütün işçileri, sizin için öldük. Doğu’daki topraksız köylüler, sizin için öldük. İstanbul’daki, Ankara’daki işçiler, sizin için öldük. Adana’da, paramparça elleriyle ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük.

    Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutama bizi...

    Bağımsızlık Mustafa Kemal’den armağandı bize. Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara. Mezar taşlarımıza basa basa, devleti yönetenler, gizli emirlerle başlarımızı ezmek, kanlarımızı emmek istediler. Amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular. Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi...

    Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk; komünist dediler. Ülkemiz bağımsız değil dedik; kelepçeyle geldiler üstümüze. Kurtuluş Savaşı’nda emperyalizme karşı dalgalandırdığımız bayrağımızı daha dik tutabilmekti bütün çabamız. Bir kez dinlemediler bizi. Bir kez anlamak istemediler. Vurulduk ey halkım, unutma bizi... Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık. Bir kadın eline değmemişti ellerimiz. Bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha. Bir gece sabaha karşı, prangalar vurulmuş ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına. Herkes tanıktır ki korkmadık. İçimiz titremedi hiç. Mezar toprağı gibi taptaze, mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.

    Asıldık ey halkım, unutma bizi...

    Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar, ağabeyimiz, babamız yaşlarındaydılar. Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı ya da susmuşlardı bütün olup bitenlere. Öfkelerini bir gün bile, karşısındakilere bağırmamış insanların önünde, öldürüldük. Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına, Batı uygarlığı adına, bizleri, bir şafak vakti ipe çektiler.

    Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi...

    Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi... Bir gün sesimiz hepimizin kulaklarında yankılanacak ey halkım, unutma bizi...

    Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi, hep birlikteyiz ey halkım unutma bizi, unutma bizi, unutma bizi...

    Uğur Mumcu


    sevgiyle saygıyla...var olan kaleminizle.......kutluyorum sizi

    Cevap Yaz
  • Mücella Pakdemir
    Mücella Pakdemir

    Gölge işte, adı üzerinde. Ama gerçek olmasa gölge de olmazdı. Sevdiğimiz gerçeğin gölgesini de severiz. Tam puanımla kutlarım.

    Cevap Yaz
  • Zeynep Nilgün Gökçeöz
    Zeynep Nilgün Gökçeöz

    Haklısınız..Gölgeler karanlıkta hep saklıdır. Tıpkı yoklu cümleler gibi. Kutluyorum.

    Cevap Yaz
  • Zeynep Nilgün Gökçeöz
    Zeynep Nilgün Gökçeöz

    Haklısınız..Gölgeler karanlıkta hep saklıdır. Tıpkı yoklu cümleler gibi. Kutluyorum.

    Cevap Yaz
  • Gülin Su
    Gülin Su

    Nereden bileceksiniz ki siz
    masmavi gökyüzündeki
    yıldızlar kadar fazlayız biz
    *********

    gölge, ışığın geçemediği
    gerçeklerde gölgeyle örtülemediği içindir....
    insanın ışığa aydınlığa dönmesi.....

    kutluyorum ergin bey...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (16)

Ergin Erol