Gölgelerin dansında,
Işığın partneriyim ben.
Karanlığın dumana boğduğu yalnızlığında,
Beyaza tutkuyla küfretmişim.
Sevme beni beyaz.
Bakma bana.
Olan ve olmayan bağır çağır sevişirken
Ben anahtar deliğine köleydim.
Bir köşe var bilindik,
Hani çığlık çığlığa korkularına gömülmüş,
Umutlarına terkedilmiş bir delinin,
Parmaklıksız zindanlarda
Dehşetine çöktüğü köşe.
Ben orada köşe kapmaca oynadım.
Köşeyi kapan da ben oldum,
Ortada kalan da...
Oyun bitti derken duvarlara,
Duvar ağladı.
Gözyaşları yere damladı.
Işık oldu.
Işık çizgileriyle yaklaşırken bana,
Küçücük minicik elinden tuttum onu...
Nasıl bir el?
Nasıl bir yürek?
Işık benim beyazım oldu.
Upuzun saçları, islak dudakları,
Sonsuz gözleri ve bitmez bir güzelliği vardı.
Ah beyaz...
Dansımız başladı seninle.
Miniminnacık ellerin yüreğimden büyük,
Bembeyaz benliğin, güneşimden daha aydınlıktı o an.
Ama neden?
Neden gölgelerin dansı?
Sevme beni beyaz!
Gölge yalancıdır.
Kanma bana beyaz.
Sakın feda olma gölgelere,
Sakın sevme gölgeleri.
Dans etme onlarla.
Gölgelerin dansında,
Beyazım, umudum; demek teslim oldun karanlığa...
Ah o köşeler...
Ah o sözler...
Hep yanıldım.
Gölgeler dans etmez!
Kayıt Tarihi : 5.1.2008 00:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!