Hakikat sahnesinde,
Gölgeyi oynuyoruz.
Gövdenin bahçesinde,
Gölgeye doymuyoruz.
Gaflet bizi uyutmuş,
Rolümüzü unutmuş,
Kulağımız kir tutmuş,
Gerçeği duymuyoruz.
Biri var ki oynatan,
Türlü oyunlar yapan,
Önü bizi aldatan,
Perdeyi soymuyoruz.
Şeytanı dinleyince,
Şerrinden inleyince,
Gölgeyi bilmeyince,
Gövdeye uymuyoruz.
Hiçbir hükmü, yok kadar,
Gölge neden isyankâr?
Âlem geniş, gönül dar,
Dünyaya sığmıyoruz.
Güneş varsa biz varız,
Kısalırız uzarız,
Rüzgâr eser oynarız,
Hep aynı durmuyoruz.
Kâh serap kâh rüyada,
Bin bir renkli hülyada,
Bir gölgelik dünyada,
Güzellik koymuyoruz.
Son perdeyi de gerip,
Gölgeyi yere serip,
Işıkları giderip,
Yeniden doğmuyoruz.
Bunca gölgeler sayıp,
Gecede oldum kayıp,
Yaralıyı oynayıp,
Mezarı boyluyoruz.
1998...Mustafa YARALI
Mustafa YaralıKayıt Tarihi : 15.1.2011 16:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!