Sayıları bir elin parmaklarını geçemeyecek kadar az olan şanslı kesimin dışında kalan güruh, gölgelenmiş bir hayata uyanır bu topraklarda.
Henüz ana rahmine düşende başlarsınız gölgeleriniz tarafından kategorize edilmeye. O gölgeler ki, var olanlar hayatınızın hiçbir döneminde milim eksilmezken bilakis kat be kat çoğalırlar.
Dedim ya;
Hem cinslerinizin en zararsız olanıyla tanışmanız taa ana rahmine uzanır.
Hani eli ayağı düzgün olsun da…
Samimiyetsizliğinin ardına ustaca gizlenen, erkek adamın erkek evlat hevesinin oldum olası farkındadır kadın. Bu farkındalıktan olsa gerek kendini içten içe kocaman bir yalana inandırır. Ona göre bu, erkek/ adamın gözünde alabileceği yegâne terfi fırsatıdır. Bu nedenledir ki, önünde duran fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek adına çoğu kez marazi davranışlarla kendince uygun adım yol alır.
Örneğin;
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek