Göldür
İnleyen sazlıkların biriken göz yaşları
ayla sabaha kadar dinmeyen fısıltılar
kayalar bin ses verir dinler hazin kuytular
bazı gün kıpırtısız bazı fırtınalarla
göldür
doğanın mora bakan o lacivert aynası
geçmişin hikâyesi geleceğe eş zaman
gizinde neler saklı kimleri ifşa ettin
önceleri neydin sen kimdi asırlar boyu
sathında gizlenen ten
hangi güçlü ellerin tuttuğu bir çanaksın
yol ver göz yaşlarına bir yol bulup ta aksın
vadinin yeşiliyle kayaların gölgesi
şiirsel bir ezginin kalbi yoran busesi
gamzende bir damla yaş bırakıp yavaş yavaş
sulara gark olmuşsun gözyaşında boğulmuş
hüzünden göl olmuşsun
söyle bize haber ver kaç kez çekildi suyun
kaç kez değişti huyun bünyende kaç heyelan
kuytunda kaç can yatar
2/Haziran/2012/Cumartesi/Bodrum
Yüksel Nimet ApelKayıt Tarihi : 2.6.2012 17:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Günün şiirine değerli seçki gurubunun seçtiği, Alphonse De Lamartine'nin 'göl'isimli şiirinden ilham alarak yazdım bu şiirimi... Hep kendimle yarışarak daha güzelini daha güzelini yazmak arzumla ve kısıtlı bir zamanımın olduğunu varsayarak durmadan yazıyorum. Şiir benim aşkım ve bana alfabeyi okumayı öğretip, okulun duvar gazetesi sorumlusu yapan başta ilk okul öğretmenime diğer öğretmenlere; daima okumaya teşvik eden rahmetli abime ve burada şiirlerimi okuyup değerli fikirleriyle bana güç veren dostlarıma, tüm arkadaşlarıma, seçki gurubuna gönül dolusu selam ve sevgilerimle teşekkür ediyorum. Dün itibariyle gençler için rüyanda gör beni aşkım ve bu gün de tabiat aşığı doğa tutkunu su, deniz göl ve ezcümle yaşamı sevenler için,kendim için bu şiiri yazdım. Hepinize güzel bir pazar günü geçirmeniz dileğimle... :)

Yorumlamak lütfunda buklunursanız, bende size Oldukça eski tarihli ' GÖL ' şiirimi sundum.
Esenlik ve mutluluk dileklerimle selaqmlayıp kutluyorum sizi değerli şairim. Saygılarımla. Kemal Polat
__________
G Ö L
Sanki göz yaşlarımdan meydana geldin
Sen dalgalarınla güler eğlenirdin
Ben’se yeni acılarla otururdum başucuna
Göz yaşlarımı katardım,
Bir damla da olsa sularına.
Hep böyle olurdu işte başucun,
Oturduğum an kaybolurdu
Kayalarında yorgunluğum;
Bana hep onu anlatırdı,
Sularında kalan sevincim.
Ey göl! sana kötü diyemem:
Kalabalık şehirlerde kaybettiğim saz benizlimi,
Bana gülen berrak ve ıışıltılı
Vefalı sularında bulurdum.
Otlar, sazlar gölgelenirdi,
Ay doğardı yansıması sularında,
Cırcır böcekleri öterken,
Ben’se bir gölge gibi baş ucunda
Sanki kaybolup gitmişim sularında.
Ey göl, ne vefalı aynamdın sen:
Bana, beni anlatırdın, bir de onu,
Saz benizlimi, çimen yeşillimi;
’Hani nerede o? ’ demiştin,
Sonunda sende ağlamış, hep ağlamıştın.
Ağlasan da, gülsen de, ne fayda:
Karanlık şehirler yuttu onu,
Bana yiten sevinçlerimi hatırlatma!
İşte son günümde senin,
Sana veriyorum bütün sevgilerimi,
Sana, yalnız sana, bütün sevinçlerimi
Ve de ılık göz yaşlarımı.
Ama sakın unutma, o çakıl taşlı
Itır kokulu yollarında yürüyen;
Çıplak kayalıklarında sabahlayan,
Mutsuz ve küskün insanları,
Unutma gönül sevdalarımı! ..
Onu sana,yalnız sana verdim.
Sessiz göl sonsuzluğa akarsın:
Hani benim gözyaşlarım?
Ey benim kayabaşlarım!
sazlarım, yoncalarım,
Hoşça kalın,atlı karıncalarım.
Ey göl! derin göl,
Suları serin göl,
Hoşça kalın umutlarım, göz yaşlarım ,
Cambaz su samuru yoldaşlarım.
’1965 Nişantaşı /İST. Kemal Polat'
TÜM YORUMLAR (2)