Ey ömrüme sığmayan dağ kekiği kokan çocuk!
Ben sana bu kara üzüm gözlerinde yanıp sönen
Apaydınlık fenerin ışığı mutlak görülecek demiştim....
Sen usulca gülmüştün kara kirpiklerini indirerek...
-Demiştin ki: Bak bu fenerin ışığı sensin!
Ey hasretin kıyısında yüreği dalga yalazı çocuk!
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Oysa sen demiştin hepsini
Usulca gülerek kirpiklerinle
Usulca tutarak deniz kokulu ellerinle
Usulca saklayarak yaralarını
Usulca bakarak kızıl güllerle
Usulca öperek rüzgarlı gözlerinle
Usulca bükerek gül dudağını
Gözünü alamadan buluttan kuşlardan
Oysa sen demiştin hepsini...
Gerçek sevenler konuşmadan konuşmayı bilenler, birbirine yüreğiyle gülenlerdir. Kutlarım. Mehmet Nacar
sevdan ne yüce, yüreğin ne ışık...
Yüreğine sağlık. Tebrikler...
Saygılarımla İ.Yıldızkan
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta