Ey ömrüme sığmayan dağ kekiği kokan çocuk!
Ben sana bu kara üzüm gözlerinde yanıp sönen
Apaydınlık fenerin ışığı mutlak görülecek demiştim....
Sen usulca gülmüştün kara kirpiklerini indirerek...
-Demiştin ki: Bak bu fenerin ışığı sensin!
Ey hasretin kıyısında yüreği dalga yalazı çocuk!