Sevgi neydi onun için, bilmiyordu. Ömrü yurtdışında yüksek tahsil yaparak yalnız geçmişti.Artık yüksek lisansı da bitmişti.Yaşamı, ailesinden uzakta, sevgisizliğiyle bütünleşmişti sanki.Yalnızdı aşka ayıracak vakti olma-
mıştı hiçbirzaman.Semra kendini kütüphane kurdu olarak hissediyordu.Artık
sevdiği memleketine dönecek, sevdikleriyle mutlu olacaktı.
-Sabah İstanbul'dayım diye düşündü.
Bu gece İngiltere'de son gecesiydi.Seneleri, çalışarak ve okuyarak geçmişti.
Sabah hava alanına gitmek için taksi çağırdı. Hareket etmişti.
Altı senedir Londra'yı benimsemişti. Alıştığı yerden de ayrılmak zor geliyordu ona. Ama içinde ki memleket özlemini senelere sığdıramamıştı.İşte
uçak kalkmıştı.Etrafını incelemeye bayılır kendince insanları tahlil ederdi.
Yanında ki beye gözü takılmıştı.
-Ne kadar da aptal ve şapşal bir tipi var diye düşündü.
Adam kırkın üzerinde gösteriyordu. Saçlarına hafif kırlar düşmüştü.
-Ama yüzü ne komik diye içten içe gülüyordu. Sonra kendi kendine kızıyordu bir yandan.. Bir saate yakın yoldaydılar. Hosteslerin ikramları güzeldi.Bir yandan da yarım kalan romanını okuyordu. Yanında ki adama gözü kaydığında da gülümsemesine engel olamıyordu.Birden uçaktan tuhaf bir ses geldi. Uçak sallanmaya başladı.. Hostes:
-Lütfen herkes kemerlerini bağlasın. Önemli birşey yok.
Ama hosteslerin paniği Semra'nın gözünden kaçmamıştı.Tüm yolcuların
yüzünde ki panik ve uğultulu sesler, uçağa yayılıyordu.
-Düşecekmiyiz diye Semra bir çığlık attı.
Yanındaki adam ise, sakinliğini bozmuyordu.
-Ne biçim adam bu...korkmuyor mu diye düşündü.
Adam duvar gibi oturuyordu. Biraz sonra hostes tekrar anons yaptı.
-Sayın yolcular panik yapmayın önemli birşey yok.Paris hava alanına iniş
yapacağız.Lütfen sakin olun.
Şükürler olsun güzel bir iniş olmuştu. Sonradan öğrendi uçağın motorlarından birinde arıza olduğunu...Ucuz atlatmışlardı.Bütün yolcular güzel bir otele yerleştirildi.Uçak bir gün sonra kalkacaktı. Ne yapmalıyım diye düşündü.
Çıkıp dolaşacaktı.Odasının kapısını açtı. Aynı anda yan odadan da biri çıkıyordu.
-Evet yanımda oturan adam bu dedi. Adam Semra'yı görünce...
-Merhaba dedi.
-Merhaba
-Ne yapmayı düşünüyorsunuz?
-Bilmem dolaşacağım.
-Benim de bilmediğim bir yer. Birlikte dolaşabilir miyiz?
-Neden olmasın dedi. Ama içinden de, bir bu şapşal eksikti diye düşündü.
-Önce kendimi tanıştırayım.İsmim Göksel. İstanbul Üniversitesin de
öğretim görevlisiyim.İngiltere'ye de bir konferans için gittim.
Adam karşısında konuştukça, Semra'nın şapşal diye düşündüğü adamın yerine, yakışıklı sayılabilecek hoş bir adam çıkıyordu.Semra düşüncelerinde utandığını hissetti.
-Eşimi geçen sene kaybettim. Bir tane oğlum var. O da okuyor dedi Göksel.
Paris'te birlikte dolaşıyorlardı. Göksel'in akıcı konuşması ve hareketleri,
büyülemişti Semra'yı. Hayatta kimseden hoşlanmamıştı.Üstelik şapşal dediği bir adam dan hoşlanmıştı.
-Ama birgün sonra ayrılacağım nasıl olsa diye düşündü.
-Off yaaaaa. sesi de ne biçim çıkmıştı ağzından.
-Ne oldu? Semra Hanım sıktım mı sizi.
-Hayır efendim. Ne demek. Aklıma birşey geldi de.Utanmıştı. Kendimi gülünç duruma düşürdüm.Şimdi şapşal ben oldum diye düşündü. Saat ikiyi geçmişti.
-Semra Hanım yemek yemeyi öneriyorum. Ne dersiniz?
-İyi olur efendim. Ben de acıktım zaten.
Bir restauranta girdiler. Göksel fransızca garsona birşeyler söylüyordu.
Niye fransızca bilmiyorum diye Semra içinden kendine kızdı.
-Siz ne yemek istersiniz. Ben birşeyler söyledim. Sizin bir tercihiniz var mı?
-Ben fransızca bilmiyorum. Siz kendinize ne söyledinizse, ben de yerim. Teşekkürler.
-Size sormadım ama bir de Bordo şarabı söyledim. Bana eşlik eder misiniz?
-Evet tabii memnun olurum.
Belki bana geçen şapşal yüz, bir kadeh şarapla kendine gelir diye düşündü Semra.
Ama gittikçe Göksel'den daha da hoşlanmaya başlamıştı.Göksel'in de bakışları ferklıydı.Onun da Semra'dan hoşlandığı belliydi. Yemekleri bitmişti.
-Kalkalım mı?
-Evet tabii.
Göksel hesabı çabucak ödedi.
-Ben de verseydim.
-Ne demek, olur mu. Ne düşünüyorsunuz? İsterseniz otele gidip dinlenelim.
Akşam sizi otelin restauratına davet etsem kabul eder misiniz?
-Tabii..memnun olurum.
Semra otelde yatağındaydı. Düşünmekten uyuyamıyordu.
-Allahım ne harika adam. Yok uyuyamam inip mağazadan bir kıyafet alayım. Mağazada kıyafetlere bakıyordu. Şimdiye kadar hep kapalı kıyafetler tercih etmişti.Bu sefer biraz vucut hatlarını gösteren, seksi bir kıyafet almalıyım diye düşündü. Evet güzel bir elbise bulmuştu. Biraz dekolte ve eteği yırtmaçlı,
bacağını gösteren bir elbiseydi.
Akşam olmuştu. Aynanın karşısından ayrılamıyordu.Herzaman topladığı saçını açmış, güzelce fırçalamıştı. Ne kadar da uzundu saçları, farkında bile değil di.Beline kadar gelmişti. Çok güzelim diye düşündü.Tam makyajını yapıyordu ki kapı çalındı.
-Semra Hanım.
-Efendim.
-Hazır mısınız?
-Evet geliyorum.
Hemen çantasını aldı. Kapıyı açtı. Göksel karşısındaydı.Beyaz takım elbisesi
içinde, turkuaz renginde bir gömlek vardı.Yakasının düğmesi açık, boynunda ki altın kolyeyle, beyaz atlı prense benziyordu.
-Buyrun gidelim.
Semra'nın nutku tutulmuştu. Şaşkındı. Sanki bir sihir adamı değiştirmişti.
-Gidelim diyebildi ancak.
Restaurantta masalar, mumlar ve güllerle süslüydü.İçerisi romantik bir havaya bürünmüştü.Bir yandan da orkestra da yemek müziği çalıyordu. Garson bir masa gösterdi. Oturdular.Göksel gözlerini Semra'dan ayıramıyordu. Semra ise, utanıyor gözlerini Göksel'den kaçırıyordu.
-Bu akşam tüm güzelliğin üstünde Semra.
-Teşekkürler.
Siparişi fransızcasıyla yine Göksel yaptı. Bir şişe şampanya söyledi.
Garson şampanya şişesini sallıyarak patlattı. Kadehleri doldurdu.
-Seni tanıdığım için mutluyum Semra. İyiki uçak bozulmuş.
-Ben de mutluyum.İyi ki bozulmuşt a seninle tanıştım.
Bir yandan da düşünüyordu. Uçak Fransa'ya inmeseydi Göksel aklımda hep şapşal bir adam olarak kalacaktı.Aslında çok yakışıklı, kibar ve kültürlü...
-Dans edelim mi Semra.
-Tabii neden olmasın sevinirim.
Göksel Semra'nın elini avuçlarının arasına almıştı bile.Semra elektrik akımına kapılmış gibiydi. Hayatı boyunca böyle birşey hissetmemişti. Göksel'in bedeninin Semra'ya değmesi ise, içini ürpertiyordu.
-Çok güzelsin Semra, sen den hoşlanıyorum. Belki de yıldırım aşkı ne dersin?
Sen ne düşünüyorsun benim hakkımda?
-Ben de sen den hoşlanıyorum. Ama nasıl oldu anlayamıyorum.
Göksel daha çok kendine çekti Semra'yı..
-Aşk bu olsa diye düşündü Semra.
Servis gelmişti. Masaya oturdular. Yemekler güzeldi. Şampanya ise, harika.
-Benimle evlenir misin Semra?
-Efendimmm. Hiç beklemediği ani bir soruydu.
-Evet sen den hoşlanıyorum. Ama seni tanımak isterim.
-Beni tanıyacaksın ve çok seveceksin canım..
Kıpkırmızı olduğunu hissediyordu Semra. Başını kaldırdı Göksel'e baktı.
Göksel'in elinde bir yüzük kutusu vardı.
-Bunu sana aldım.Beğeneceğini ümit ederim.
-Kabul edemem.
-Bak canım ben seninle evlenmek istiyorum.Birbirimizden hoşlanıyoruz. Beni
çok seveceksin. Ben sana aşık oldum.
-Aileme danışmadan karar veremem.
-Tamam ailene danış ama, bu yüzüğü parmağına takmama izin ver lütfen.
Semra yüzüğe baktı koca bir tek taş pırlantaydı.
-Ama bu pahalı bir yüzük, kabul edemem.
-Ne önemi var. Sen benim için herşeyden daha önemlisin.
-Teşekkür ederim dedi. Daha fazla da ısrara da dayanamadı parmağını uzattı.
Yüzük harika yakışmıştı parmağına... Semra'nın gözünden sicim gibi yaşlar iniyordu.
-Şimdi ne oldu?
-Hayatımda hiç aşık olmadım mutlu da...Şu an çok mutluyum. Ben de sana aşık oldum.
İçinden de nasıl olur? hiç beğenmediğim bir erkeğe, nasıl aşık olabilirim diye
düşünüyordu.
-Yemeğimizi yedik. Bahçede dolaşalım mı biraz, ne dersin?
-İyi olur şampanya dokundu biraz.
-Şu banka oturalım mı?
-Tabii.
-Gözümü senden alamıyorum. Yıldız gibi ışıl ışılsın karşımda.
Yavaşca uzanıp Semra'nın dudaklarından öptü.
Hayatında ilk defa hoşlandığı biri tarafından öpülüyordu. Kızardığını hissetti..
-Gidelim mi. Uykum geldi de.
Tabii canım. nasıl istersen.
Sabah olmuştu ve uçaktaydılar. Düşünceleri nasıl da değişmişti.
Bir günde yanında oturan şapşal dediği adama aşık olmuştu. Şimdi yanyana,
elele oturuyorlardı.Tek düşünceleri evlenmekti.Göksel hemen isteyecekti Semra'yı ailesinden. Ve mutlu bir hayatları olacaktı. Bu sefer de mutluyum diye bağırmak geldi içinden.
Kayıt Tarihi : 2.8.2006 18:23:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Menekşe Gülay](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/08/02/gokyuzunde-ask-bir-baska-hikaye.jpg)
Hayal gücünüz, yaratıcılığınız ve duygularınızla harika bir öykü oluşturmuşsunuz.
Tebrikler...
Kadir Tozlu
İnsanın içini ısıtan, mutlu olmasına neden olan hikayeler
TÜM YORUMLAR (3)