/…/Bakma öyle, bugün keyfim yok bir tek atıp gideceğim. Sana bir şey soracağım, gitmek mi?
Kalmak mı? Sence hangisi en kolayıdır. /…/ Bak arkadaş ben her Eylül de bir
ağacın gölgesine kendimi saklarım ve her gece bir ağaca artık emanetini geri verme zamanıdır derim. Ağaç ilk önce sallanır sonra üzülür ve yapraklarını döker ben konuşmaya devam ederim. Sen yeşerirken bir gün, yeşerdiğin gibi solacaksın ve sonra çıplak kalacaksın diye söylemediler mi?
Evet, söylediler! ... Ama gölgemden hiç bahsetmediler. Ben her gün o gölgemle o kadar insana meydan okudum, şimdi bir rüzgâra boyun eğmek gururuma donuyor dedi bana. Bende sırtımı döndüm ve üzgünüm ama sana verilen zaman doldu dedim.
Şimdi; bu durumda kalmakta çok zor gitmekte ama kalmak en zorudur. Peki, sen ne diyorsun? ... Ben hiç gitmedim ki. Eğer kırılacak filizlerim varsa bu da zamanı geldiği için olsun. Ama zamanı değil biliyorum. Senin bir ismin var “sonbahar” diyorlar sana. Benim yaşadığım şeyin ismini bile koyamadım. Ama yeni doğmuş bir çocuk gibi benimki, bende onunla yeniden doğdum ve büyüyeceğim. O çocuktan öğrenecek çok şeyim var. /…/ O zaman sen ismini “bulut” koymalısın her mevsimde yaşamalı. Rüzgâra da karşı koymalı güneşe de. Yağmasını da bilmeli açmasını da. /…/ Haklısın, o zaman bana müsaade. Gökyüzüme bulut sızmış sahiplenmem gerekir.
Kayıt Tarihi : 10.8.2009 02:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
giden ayaklar sadece yürek hala kanamalarda ise mevsimler neyi değiştir...
tebriklerimle...
TÜM YORUMLAR (1)