Gökyüzü Tarafından Şiiri - Yorumlar

Gökyüzü, ufak tefek bir bücür değil ki. Kocaman bir karnı var onun.

Üflemekle de şişmez zahir. Azarlamakla da.

Sadece şairi çoğaltır ancak.

adın en tanıdık soluktur nefes boruma...şükrü özmen şiiri...onu burda görmek isterdim

Hayat felsefesine ve Dünya görüşüne sonsuz saygı duyabileceğim bir kişinin çalışmasını burada eleştirmek ,belki de yerden yere vurmak bana çok ters düşen davranışar ama,sanat adına ,hiç ses çıkartmamanın da o kadar yanlış olduğuna inanıyorum.
Bir çok kez söylediğim gibi; şiir anlam ve felsefe yönüyle ne kadar güzel olursa olsun, şiiri şiir yapan unsur bu değildir malesef.
Bu ışık altında, günün şiirini birkaç kez okuduktan sonra , şiire ''1'' mi yoksa ''2'' puan mı vermek gerekir diye oldukça zorlandım.
Serbest şiir demek kesinlikle düz yazı demek değildir. Serbest şiirde de olması gereken akıcılık,ahenk ses uyumu ,anlam bütünlüğü gibi bir çok şey vardır. Ama ,bu şiirde bunların hiç birini görmek mümkün değil.
Tekrarlıyorum...
Şiir ,sadece anlam DEĞİLDİR.
Böyle şiirleri günün şiiri seçebilen şiir kurulunun şiir sanatından ne kadar anladığı konusu da beni oldukça üzüyor aslında. Ya da, bu şiirler okunmadan tombala usulü ile çekiliyor ki, bu çok daha üzücü...

NEREYE GİDİYOR ŞİİRİMİZ?????????

HECE ŞİİRLERİNE, FA- İ- LA -TÜN , FA-İ-LÜN ZAMANLARINA MI DÖNÜYORUZ TEKRAR????????

GERİ DEĞİL..
İLERİ GİTMEK BİR ANLAM TEŞKİL EDİYOR MU ŞİİR SEVENLRE ARTIK.....??????????

Tüm Şiir Sevenlere Sonsuz Sevgi ve Saygılar.


FİKRET ŞAHİN

'güz ile gürz
bence aynıdır
aynı şiddette iner çünkü başıma
eskiyen hayat '

'eskiyen hayat' yerine 'eskiyen zaman' tümcesini kullanırdım ben olsaydım..ama ben değilim şiiri yazan ki,buna da saygı duyarım...

evet şair; zamanın ayrıcalığı yoktur...'sen yaşlanmalısın, sen genç kalmalısın' gibi seçenek sunmaz bize...herkesin üstünden,aynı hızla geçer gider...saatlere ses veren güneş,bizi de taşır günbatımlarına doğru...sayarız yılları ve bıkarız sonunda...

'başıma ne geldiyse
gökyüzü tarafından' imgesindeki gönderme de güneşedir sanıyorum...

hani ben de demiştim ki:

'nereye gitsem
gökyüzü
başımda melon şapka!.'

:))))))

şiir okumak ne güzel!..ne güzel, şiirin gözleriyle hayata bakmak ve tat almak!..duygusunda insanı biçimlemek sonra...

kutluyorum saygı ve sevgiyle...

kutluyorum günün şiir ve şairini
namık cem

kutlarım günün şiirini

bilinsin benim bir insan olmadığım
bir düş kısalığında gördüğüm 'şey'dir
hayat

bilinsin kadavra değil
kobay faresi olduğum
labirentin ucunda
düşlediğimden daha kötü
beklediğimden daha küçük
bir peynir beni bekliyor biliyorum

şair bazen ütopyadır,
bazen ta içimizdedir.
kimi zaman çocuktur,
kimi de yağmur...
belki de gökyüzünün ta kendisi mi demeliyim? hayır.
şair 'insan' dır... zaafıyla, erdemiyle...
en doğrusu da şudur ki
şair, evrendir... ama bunu öyle ustalıkla yerleştirir ki gözlerimize, döner kendimize sorar dururuz 'şair' nedir, kimdir diye.....

bu sayfada şair dostumu görmek güzel bir duygu ama ben dostum olduğu için (ki bu ayrı bir değerdir bende) değil bu çok boyutlu şiire imza atmış 'özgünlüğü' için kutluyorum içtenlikle...

kurula teşekkürlerimle...

Beğeniyle okudum. Şiir olarak çok güzel. İçinde verilen düşünceye son bölüme kadar katıldım ama son bölümde insanların genel olarak yaptığı gibi başına gelenlerin sorumluluğunu kendinde aramayıp gökyüzüne bağlaması Şairin de sıradan insanlar gibi kolaya kaçtığı hissini verdi. Değişik bir finalle mükemmel olabilirdi diye düşünüyor yine de Şairi ve seçici kurulu kutluyorum.

Sorry ya :)
Matematiği de halletmişim bu arada. Otuz seneyi geçmiş...

Ser - best

Daha hastayım bugün.
Yüreğimde kopkoyu bir sis,
Pus var bakışlarımda

Olsun:
Tenkid kırmak değil diyor içimdeki ses:
Kimin yazdığına bakmadan daha,
Uzanıyorum bir pembe kaleme,
Heyhât… Uzun sürmüyor ammâ,
İklîmim benziyor hazîn bir Sonbahara,
Pembe kalem kıpkırmızı,
Pembe kalem, ağlıyor için için…
Şiir başka bir şey diyor bu defâ o ses,
Daha başka bir şey olsa gerek,
Muammâ…

Arkadaşlar, kimi serbest şiirleri okurken gerçekten hissettiklerimden başka bir şey değil yukarıya yorum diye yazdıklarım. Bilhassa böyle yazmaya çalıştım. Ve bunu ilk defa yapmıyorum. Şiire on altı, on yedi yaşlarında başlamıştım. Yirmi beş sene mi olmuş? Kabir, eskisi kadar uzak değil ha?
Her neyse, serbest yazmayı aslında hiç düşünmemiştim. İşte bu yüzden söylüyorum ilk defa yapmadığımı. Sadece, eğer ille de olacaksa serbest şiir, biraz olsun, şöyle bir şey olmalıdır herhalde diye düşünerek yazdım serbest şiirlerimi. Çünkü yan yana yazıldığında güzel bir metin olabilecek (bazen de asla olamayacak) şiirler görüyorum sürekli. Düzyazılar çok mu kötüdür de her yazdığımızın adına şiir denmelidir, onu da anlayamıyorum. Alt alta yazılarak (çok güzel de olsalar) mesajlar vermeye çalışan ama insanı manevi bir akışa sürüklemeyen satırlar şiir olmuyor.

İşte sırf bu yüzden, muhakkak şiir olsun istiyorsak, hemen şurada, yorumlarken yazmaya çalıştığım şu eleştirimdeki kadar olsun, gizlenmiş olsun kafiyelere, aliterasyonlara ihtiyacı vardır diyorum ben, bir şiirin…